Ego ve İd….
Şimdi aklınızda canlandırın. Çalar saatin sesiyle uyanıyorsunuz sabah. Banyoya doğru uykulu uykulu yürüyorsunuz. Uykulu dahi olsanız banyoda biri var mı diye kapıyı çalıyorsunuz. Bir ses gelmiyor. İçeri giriyorsunuz. Tuvalete oturup hızlı hızlı çişinizi yapmaya çalışıyosunuz. Ve beklediğiniz oluyor. Oda arkadaşınız kapıya tıklamadan baaammm diye içeri dalıyor.
Şimdi aklınızda canlandırmayın, ben size kroki çizdim. İki ayrı odanın ortak bir banyo kullanmasından bahsediyoruz. İşte şu şekilde:
Banyoya açılan kapılar her iki taraftan da kilitlenebiliyor. Yani siz banyodayken diğer taraftan içeri girilmesini istemiyorsanız içeriden kapıyı kilitleyebiliyorsunuz, ama eğer kapıyı kilitli unutursanız, banyoyu paylaştığınız kişi banyoya giremiyor. Ve eğer siz de ortalarda yoksanız bu kişi zor duruma düşüyor…
Şimdi Türkiye’mizin küçük bir şehrindeki bir Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan bir insan düşleyin. Yukarıda adı geçen banyonun kapısını sürekli kilitli unutan da bu aynı kişi olsun. Siz onu güzelce uyarmış olun, hatta kapılara sevimli “kapıyı kilitli unutma” notları bırakın. Ama o öğrenemesin. Siz yine sabredin. Madem öyle, kimse kapı kilitlemesin ama içeri girerken kapıyı çalsın diye konuşun, anlaşın. Ama bu saygı değer öğretim üyesi, siz sabah uyku mahmuru tuvalete girmişken her sabah kapıyı çalmadan bam diye içeri girsin. En doğal hakkınız olan rahatça çiş yapmaktan mahrum kalın. Onun pattadanak girmesinden korktuğunuz için alel acele işinizi bitirmek zorunda olun.
Şimdi hayalinizde artık canınıza tak eden o an’ı canlandırın. Siz bu insana sabah yine bam diye içeri girdiğinde: “ama hep böyle yapıyorsunuz, şu kapıyı çalarak girseniz olmaz mı” deyin biraz sinirli bir ses tonuyla.
Onun verdiği cevabı hayalinizde canlandıracaksınız şimdi, ama biraz zor olacak, çünkü inanması güç:
Hayal edin, bu öğretim üyesi size desin ki: “Aman ne var yani, ben dalgın oluyorum giriyorum, sen de bana girmememi söylüyorsun, bir yerini görmeye çalışıyor değilim ki”
Pardooonnn… Sizi zeytin yağı fabrikasında ürettiler galiba.
Yahu biyerimi görmeye çalıştığınızı kim söyledi. Rahat rahat çişimi yapmak istiyorum.
Şimdi düşünün… Böyle insanları HOCA yapıyorlar üniversiteye. Bu insanla tekrar konuşuyorum bu konuyu. Rica ediyorum kendisinden. lütfen kapıyı çalmadan girmemeye özen göstersin. Ama o bana inatla “Benim yaşım ilerledi sizin gibi uyum sağlayamıyorum, ne yapayım dalgınlıkla açıyorum kapıyı” diyor. (Yaşının 40-45 civarında olduğunu tahmin ediyorum.) Hayır yahu, inatla ben kapıyı çalmayı öğrenmek istemiyorum diyor bana. Hiç bir özür dilerim kusura bakma çıkmıyor ağzından. Kendisini hatalı hissetmiyor ki!
Beni gerçekten üzen şey tuvalet hayatımın mahremini kaybetmesi değil esasen. Kapı çalmayı bile öğrenmek istemeyen kim bilir kaç öğretim üyesi vardır acaba Türkiye’de, bunların kaçına ayda milyarlarca maaş ödeniyordur kim bilir, doğru düzgün ingilizce konuşamayan kaç tanesini üniversiteler para verip yurtdışına yolluyordur, kim bilir kaç tanesi en azındna kapı çalmayı öğrenebilecek kapasitede insanın yolunu tıkıyordur???
SIDIKA said,
Temmuz 22, 2005 @ 04:52
canimmm duygummm
cok haklisin…
kim oldugu nerede calistigi kac yasinda oldugu onemli degil aslinda onemli olan saygi.
daha once kapiyi kilitli unutmustu simdi umursamadan iceri giriyor belli ki genis bir bunyeye sahip.
kucuk bir önerim olacak onun yaptiklarinin aynini sen de ona yap, kapiyi kilitli unut, dan diye gir… belki senin neler hissettigini anlayabilir ve duzelir.
duzelmezse yapilacak birsey yok allah sana sabir versin minikkusum
coookkk optummm
sidika
A. Murat Eren said,
Temmuz 23, 2005 @ 12:41
Efendim ben son sorularinizin cevabini hizlica vermeye gayret edeyim su enteresan tatil yoresinin enteresan internet cafe’sinden..
Yapilan arastirmalar gostermistir ki guzel ulkemiz, kurtarilmis alan Turkiyemizde bahsettiginiz sekilde kitlememesi gereken kapilari uyum saglama zorlugu neticesinde kilitli unutan, kimi kapilari da sadece kendisine ait olmadigi halde tekme ile acan pek fazla ogretim uyesi mevcut.
Bu hareketlerin butununu biz* kopeklerde de cok sik gorulen “cisimi yapayim da benim sansinlar” davranisina benzetiyoruz arada bir. Fakat bundan pek de emin degiliz.. Her neyse.
Kendilerinin en goz dolduran ve nevi sahislarina munasir hareketleri -ki bu hareketler onlarin ait olduklari gercek turun kategorizasyonunda onlarin da diger insanlar ile ayni sayida kromozom icermesinden dogan guclukleri ortadan kaldirmaktadir,- kapilardan cok iyi anlayan, hangi kapiyi calmasi hangi kapiyi kilitsiz birakmasi gerektigini cok iyi bilen insanlarin gececekleri kapilari varlik surdurdukleri universitelerde “bir uyum saglama problemi” etkisiyle kilitli unutmaktadir ve bu insanlari olmak istedikleri yerlerden uzaklastirmaya mecbur birakmaktadirlar..
Kacan,
Meren.
–
M.Firat Ant said,
Temmuz 25, 2005 @ 08:58
bence bi tane Cenci striptizci adam bul shoylr kasli-masli bishi… sabah erken gelsin, oturt tuvalete beklesin, kadin kapiyi achsin – gorsun… “oh yeah” leri duyunca bi daha acmamayi ogrenir…
al sana hardcore cozum…
ben de uye oldum ya sunu yazacam diye off…nelere bulashtirdin beni bea!..geliyo zenci kach…
Duygu Özpolat said,
Temmuz 25, 2005 @ 21:05
Firatcim uye olmana gerek yoktu ki ben ona gore ayarladimdi. disaridan da yazilabiliyor yorumlar :)
bu arada Firat’tan hemen once yazan adam var ya, hani A.Murat Eren diye biri. (Meren)
iste o adamla ilgili supriz aciklamalarim olacak yakinda :)
Sidika teyzecim senin de bu gunlugu takip ettigini bilmiyordum :) ben de cok optum
melinda said,
Temmuz 28, 2007 @ 00:32
Geçmiş gün, Eh artık ne desem boş.. [Israrla yorum yapıyorum...Baştan başladım okumaya...Hoşuma da gitti hani 2 yıl öncesine yorum yapmak..]