Doktora ya da “my egoooo?!!”
Son zamanlarda (yan panelde de bahsi geçtiği üzere) çok keyifle takip ettiğim bir karikatür dizisi var: PhD Comics. Yazan ve çizen Jorge Cham*’in tasviri ile “akademik hayata (eğer orada hayat varsa) dair bir comic strip (bant karikatür?)”.
Bu karikatürleri bu kadar sevmemin sebebi, sloganı “çalış, çalış sadece çalış, köle!” olan bir hocanın (ve karısının) yanında doktoramı icra etmekte olan bir insan olarak, dünyanın pek de uzak olmayan bir köşesinde, üstelik de çok iyi bir üniversitede okuyup benzer hisleri yaşamış birinin (birilerinin) varlığından eğlenceli bir şekilde haberdar olabilmem. Ve “neyse yalnız değilim galiba” diyerek acılar içindeki ruhuma bir damla su serpilmesi.
Nitekim, bu diğer (hayali) doktora öğrencileri ile hayatlarımız öylesi bir paralellik içinde ki, şu son karikatürünü buraya koyup “bir de bana bakın” demek istiyorum.
Yukarıda “grad school” (doktora) yollarında “kaybolmuş” öğrencilerin egolarının yerlerde sürünmeye başlayışı, lab yaşantıları, “ramen noodle”** ile beslenip “neden, neden buradayız?” diye höykürüşleri görülüyor :)
Aşağıda da Düygü’yü aynı şekilde görüyoruz. (İçimden höykürüyorum :). Egom o kadar yerlerde sürünüyor ki, bu karede kendisini görebilmeniz imkansız.
*Bu arada kendisi Stanforf University’de Makine Mühendisliği doktorası yapmış, üstüne de Caltech‘te çalışmış.
** Ramen Noodle dediğimiz şey, çok ucuza böyle plastik kapta satılan, içine kaynamış bir bardak su koyulmak sureti ile iki dakikada şipşak hazırlanabilen bir çeşit makarna. Bizde öğrenciler nasıl paket makarna ile besleniyorsa burada da Ramen Noodle (ya da Cup Noodle) ile beslenmekteler.
ahmeT Zehir said,
Ekim 4, 2006 @ 23:17
PhD –> cok cirkin
ramen noodles –> leziz mi leziz
ben –> siyirmama az kaldi
Anonymous said,
Ekim 5, 2006 @ 16:47
vah yavrum vaaah..ben seni bunun için mi gönderdim amerikalara..bir an önce geliym de size çeşit çeşit yimekler yapiym… İMZA:annecik..
Düygü said,
Ekim 5, 2006 @ 23:08
eheheh bu arada ben daha Stanford’u bile düzgün yazamıyorum.
Ramen Nuuudıl lezzetli evet :)
Anonymous said,
Ekim 7, 2006 @ 05:41
o ne o windows mu?
Düygü said,
Ekim 7, 2006 @ 10:54
O ne o? Yoksa Pardus 1.1′in kararlı sürümü hala çıkmadı mı yoksa?
(Hala okuldan Pardus ile Internet’e bağlanamıyor muyum yoksa?) :)
pinguar said,
Ekim 8, 2006 @ 23:23
Kriptografi diye aratınca 3. sırada çıkıyorsunuz hanfendi.. :P
(tez konusunu şey ederken gördüm :))
Düygü said,
Ekim 9, 2006 @ 00:11
E oha.
Hayır milletin yani senin gibi akademik insanların vaktini boşa harcıyormuşum gibi hissettim bir an. Bilimsel bir şey bulacaklarını sanıp “Kriptografi gördüm” diyen bir gerzekle karşılaşınca “kötüleme” düğmesi aranıyorlardır eminim :)
Neden böyle oldu anlamıyorum Pınguar’cığım. “Elma” aratsan ben çıkıcam neredeyse.
pinguar said,
Ekim 9, 2006 @ 12:20
O zaman hemen sana gariban bir öğrenciye yardım etme şansı vereyim :)
Şu bizim üni.lerin son sınıfında verilen “bitirme projeleri”nin ecnebice adı nedir acaba? Hayır, blogunu pis emellerime alet etmek istemezdim, fekat; thesis diye aradığımda hep yüksek lisans tezleri çıkıyor. Adam gibi konu arıyorum, yurtdışında elemanlar ne yapmışlar hesabı; ama yüksek lisans tezleri de kazık oluyor bir miktar. Utanmadım, “finishing project” diye bile aradım :) Fakat bitirme projesini ingilizceye çeviremeyecek kadar acizim, ne yapayım.
Ayrıca bildiğim tek kelime tez kelimesi olduğundan ve kendimi olaya kaptırdığımdan dolayı -görmediysen- şuraya bak diyorum ;)
meren said,
Ekim 9, 2006 @ 17:06
graduation project her ne kadar kulağa hoş geliyor olsa da sayesinde bir şeylere ulaşabilir misin bilemiyorum.. aklıma geliverdi yazayım dedim.
Düygü said,
Ekim 9, 2006 @ 18:29
Ben ODTÜ’deyken bizim son senemizde “special project” diye bir dersimiz vardı. Hocalardan birinin labında deney yapmak, kendine ait minik bir projen olması idi teoride. (Pratikte hocanın labının yerlerini silmek olarak gerçekleşiyordu galiba :P)
Onu aramayı dene istersen bi.
Ama asıl, bizim labdaki Amerikalı arkadaşa sordum durumu açıklayıp, o da “senior design project” dedi. Hatta ben şimdi merak edip arattım senior design project “computer science” yazdım misal bisürü sonuç veriyor :)
Bol şans efem :)
pinguar said,
Ekim 10, 2006 @ 00:55
Ne kadar teşekkür etsem azdır diyorum, başka birşey diyemiyorum :)
Çok teşekkürler ;)
Baris said,
Ekim 12, 2006 @ 17:29
Hmmm, evet. Hele bir de gecenin bir yarisinda labda hapis kalinca etrafta sicak su katilacak bir ramen noodle bile olmayinca vending machine’lerden neler yemiyor insan. Aman diyim, doktor olucam derken junk food’la benim gibi iki katina cikmayasin.
Düygü said,
Ekim 12, 2006 @ 19:14
Barışçım,
Şu anda saat akşam 7. Az önce bir kap noodle yedim (Oliver sanırım bizi labda uzun saatler geçirmeye teşvik etmek için, bir koli Noodle aldı eheheh, deli). Şimdi de bilgisayarımın başında makale okuyacağım. İlerleyen saatlerde aşağıdaki makinalardan kurabiye edinmek gibi bir amacım var. Belki de Ted Weyand’ın bugünkü seminerinden artan kurabiyeleri yerim :)
İşte böyle onurlu bir şey yaşamak.
Atilla Aktuna said,
Ekim 16, 2006 @ 08:49
Şu anda saat akşam 7. Az önce bir kap noodle yedim (Oliver sanırım bizi labda uzun saatler geçirmeye teşvik etmek için, bir koli Noodle aldı eheheh, deli). (Bu arası benim aşağıdaki yorumumla ilgili değil) Belki de Ted Weyand’ın bugünkü seminerinden artan kurabiyeleri yerim
Sevgili Düygü,
Ben de birazdan boğazdan olduğuna inandığım güzel bir lüfer ızgaranın yanına, halis zeytinyağlı bir fava yiyeceğim.
Ayrıca Cumartesi günü Ali’lerde yemiş olduğumuz tavuk ve İran pilavı’nın da tadı damağımdan gitmedi. :)
Siz misiniz gelmeyen? Sulansın ağzınız bakalım!!!
İşte böyle lezzetli bir şey yaşamak :P
Not: İstanbul’a gelin, sofranız hazır!!!
Elit said,
Ekim 16, 2006 @ 13:25
Genede güzel yanları vardır! Gerçi bende çalışmaya başlıycam ders ama düşnünce bile başıma ağrılar çıkıyor.
Düygü said,
Ekim 17, 2006 @ 13:05
Sevgili Atilla,
Yuh bu kadar da kıskandırılır mı ya!
Afiyet olsun :) İstanbul’a gelince hemen yakanıza yapışiciiz!
kral oidipus said,
Mart 4, 2007 @ 09:11
a. murat eren’ in fotoğrafları çok güzel,çok beğendim. başarılar………
bir dost