Kafaya koymak
(Sonradan eklenen küçük bir not: Belki de bu yazının başlığı “Kafaya Takmak: Moğolistan obsesyon çökomastique” olmalıydı.)
Çeşitli huysuzluklarım var evet (herkes gibi), ama çoğunlukla uyumlu barışçıl bi insan olarak görüyorum kendimi (aksini düşünen varsa anonim olarak yazıversin, aynayı tutuversin yüzüme, meydan okumak değil bu, hakkaten merak ediyorum). Amaaaa… Bişeyin doğruluğuna inandığımda, ya da bişeyi gerçekten istediğimde, yapmayı kafama koyduğumda, beynimde bir düğmeye basılmış gibi oluyorum. Onu savunmak/elde etmek vs vs için garip bir kararlılık ve baskınlık haline geçiyorum. O “hissin” değişik bir aroması, tadı var. Miğdeme oturan heyecan, sıkıntı karışımı bir şey… Aynı şu anda olduğu gibi…
Moskova’dan Trans-Sibirya ekspresine binip Moğolistan’a gitmeye, orada bir süre göçebelerin arasına karışmaya karar verdim. Şimdilik bunu doktoramı aldıktan sonra yapacağım ilk şey olarak tasarlıyorum. Zaman neler gösterir bilinmez. Fakat an itibariyle bu hayatta yapmayı en çok istediğim şey budur. Ve miğdeme oturan hissin bana söylediği, bunun geçici bir istek olmadığıdır :) (Geçiciyse de, tükürdüğünü yalamaktan kaçınmayan bir insanım, icabında. Aksini düşünen varsa… Aman neyse işte be!)
(mavi hat trans-sibirya).
Kudra said,
Eylül 17, 2008 @ 23:45
Trans-Sibirya’yla St Petersburg-Vladivostok hattinda yol alma hayali maliyeti nedeniyle benim ancak docentlik sonrasi hayallerimi susleyebiliyor…
Düygü said,
Eylül 17, 2008 @ 23:49
Gerçekten o kadar pahalı mı?
Moskova’dan biletlerin 250 dolar civarı bir miktara alınabildiğini okudum bir yerlerde.
lady lazarus said,
Eylül 18, 2008 @ 00:30
ufffffffff hayalimi yazmışsın.. benim için hac yolculuğu gibi bişey bu. Kropotkin’in dolaştığı Amur kıyılarında onun gibi genç bir kaşif prens edasıyla dolaşmak, bilge ve kadim toprakların Dersu Uzala’larını, şamanların yaşadığı, kar kaplanlarının dolaştığı o yerleri, o büyülü ve çetin doğayı görmek… o rengarenk ahşap Rus daçaları, diz boyu kar, ayılar, koca koca tatlısu balıkları, o buz gibi ve yoksul ortamda votkayı içip ısınmış, hayatın dibine vurmuş insanlar, eski Rus arabaları, kazlar, bilumum hayvanat, komünist rejimden çıkan aç bünyeler üzerine ticari manevralar yapmak maksadıyla ortalığı sarmış Çin’liler, Kore’liler, bu arada eski usül ağır sanayinin yarattığı içler acısı çevre kirliliği, giderek hareketlenen petrol yatırımları, gelir dağılımındaki uçurumlar, mafyalaşma, çeteleşme… ve eminim bir Türk’ün gözleri oralara gidip bloglar, kitaplar yazmış Amerikalılardan çok daha farklı şeyler görecektir orada, derin benzerlikler de var çünkü, gidip te göreceklerin, görüp te yazacakların tadından yenmeyecektir, dört gözle bekliyoruz…
A. Murat Eren said,
Eylül 18, 2008 @ 00:44
O kadar pahallı değil aslında (ama o kadar ucuz da değil, 250 dolar biraz az olmuş).
Transsiberian demiryolu ile Moskova’dan Ulan Bator’a, birinci sınıf kompartımanda seyahat için bilet kişi başı 835 dolar, ikinci sınıf 550 dolar civarında (birinci sınıf kompartıman iki yataklı bir oda, ikinci sınıf kompartıman dört yataklı) (bir ay önceden filan biletleri book etmek gerekiyormuş), http://www.ostwest.com/en/traintickets/transsib_prices/?globalCurrency=2
New York – Moskova arası uçak biletleri de 500 dolar ile 800 dolar arasında değişiyor 15 gün sonrasına almaya kalktığın zaman. Daha vakitli daha ucuza da bulunabilir yani.
PS: hatta Ulan Bator’dan da Vladivostok’a gidip, oradan Beijing’e kadar Çin yol gezmesi yapıp Beijing’den bir yerlere uçmak/kaçmak de güzel olabilir aynı yolu dönmek yerine. Görür gibi oluyorum: sponsorlar sıraya girmiş sırt çantalarımızı para ile dolduruyor, çadırların üzerine sticker’larını yapıştırıyorlar, “yapmayın bizi mahcup ediyorsunuz” diyorum, “yok yok gençsiniz” filan diyorlar.
Düygü said,
Eylül 18, 2008 @ 00:59
Bileti Moskova’daki bir gişeden almak, Rusya dışında herhangi bir yerden ve acentalardan almaktan çok daha ucuza geliyormuş diye okudum da ona dayanarak diyordum. Pekin’den 1 gün sürüyormuş bu tren yolculuğu bu arada. O da düşünülebilir tabi. Ama benim aklıma Moskova’dan Ulan Bator’a giderken yolda birkaç günlük aralar vermek de bir alternatif olarak gemişti. O durumda ayrı ayrı biletler almak gerekeceğinden eminim ki fiyat artacaktır.
Bu arada, Türkiye’den Moskova’ya ucuz charter uçuşlar da mevcutmuş. (Sanki bir ay sonra yola çıkacakmışız gibi konuşuyoruz, deli miyiz neyiz :)
lady lazarus, nerdeyse gidip görmüş gibi anlatmışsın :)
Bu arada, ekşisözlük’te zweiblumen isimli kullanıcının harika üç entrysi var:
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=10348680
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=10438798
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=10345906
Düygü said,
Eylül 18, 2008 @ 01:02
Görür gibi oluyorum: sponsorlar sıraya girmiş sırt çantalarımızı para ile dolduruyor, çadırların üzerine sticker’larını yapıştırıyorlar, “yapmayın bizi mahcup ediyorsunuz” diyorum, “yok yok gençsiniz” filan diyorlar.
:)) Ben kolye satayım yolda diyordum :P
terken said,
Eylül 18, 2008 @ 01:10
Transsibir hattiyla degil ama, Rusya’dan Kazakistan’a iki ayri trenle (Ufa-Kustanay, Kustanay-Almati) yolculuk yaptim. Birincisi butun vagonun ranzalardan olustugu sinifta (kacinci sinif ise artik), ikincisi de 4 yatakli komaprtimandaydi. Birinicisinde yorgunluktan oldugum icin bir ranzaya yikilip uyudum; pek birsey hatirlamiyorum. Yalniz gumrukten gecerken pasaport gostermedigimi biliyorum:)) Tabii bu bayagi zaman onceydi. yolculugun ikinci bolumu gayet guzeldi. Her molada inip istasyonda acikta satilan tatli-borek-corek cinsinden alip ne varsa yemistik. Bir gorevli gunde 3 kere gelip 50 cm2lik haliyi elektrik supurgesiyle supuruyordu (yolun bu kismi 2 gun surdu).
Cografya dersinde anlatilan stepleri gordum; hic anlatildigi gibi kara kuru degil. Cok ama cok guzel. Vahsi atlar kosuyordu falan. Vahsi at mi kaldi ki derken… Transsibir hattini tersine (Cin’den kacarken) kullanan bir arkadasim da Baykal Golu’nun kelimelerle anlatilmayacak kadar guzel oldugunu soylemisti.
Bu hatti kullanarak seyahat eden bir ekibin photo-essayini okudugumu da hatirliyorum. Ama kimbilir linki neydi? Insallah gidersiniz de sizin fotograflardan goruruz.
Düygü said,
Eylül 18, 2008 @ 01:38
Şu anda öyle bir saplantı noktasındayım ki, neredeyse her şeyi bırakıp yollara düşesim var :)
Ayrıca insan bu kadar güzel yerler dururken niye Avrupa’yı ya da diğer “popüler” yerleri gezmek ister ki diye düşünmeye başladım. Oralar gibi kalabalıklaşıp turistikleşmeden gitmek lazım. Hoş kamp yapmak, ya da trenlerde günlerce seyahat etmek zaten her yiğidin harcı olmadığından, potansiyel turistlerin 5te 4ünün (çok bile mi oldu?) benim şu an hayali ile yanıp tutuştuğum cinsten bir yolculuğa çıkmak fikrini duymaya bile katlanamayacaklarını hatırlayıp içimi biraz rahatlatıyorum :)
Doruk Fisek said,
Eylül 18, 2008 @ 09:15
Sana günün anlam ve önemine uygun biraz yol müziği :)
lady lazarus said,
Eylül 18, 2008 @ 10:53
Düygü’cüğüm (onca zamandır blogunu okuduumdan bu cüğüm laubaliliği :), gidip göremedim ne yazık ki oraları, ama hastasıyım 3buçuk yaşından beri, bölgeyle ilgili ne bulursam okumaya çalıştım, haritalara baktım durdum, ve saire… Bi de, aramızda kalsın Sibirya – Mançurya eksenli bir çılgın bilimkurgu roman projem var :) proje halinde bile gayet çılgın geliyor kulağa, daha da gerisi yok piyasada, inşallah ölmeden yaziciim. Ursula Le Guin a la Turca :)
Aslına bakarsan, hayaller ve onları gerçekleştirmek çok derin bir mevzu, esaslı lakırtılar edilebilir üzerine. Ben mesela işin bilinçaltı yapılmış bazı tercihlerle de ilgili olduğunu düşünüyorum zaman zaman, yani mesela benim şu an değil Sibirya, Kars’a kadar bile gidebilecek bütçem yok. Ama “gerçekten” kafama taksaydım, heralde yapardım ya, insan bir şeyi yapmıyorsa irdelemek lazım onu, hakkaten sadece olanaksızlıklar değil de başka sebepler de vardır mutlaka. fakirlik edebiyatı biryere kadar yani, kendi adıma, belki hayalini kurmak daha çok hoşuma gittiğinden, hayalimdekileri gerçek yaşamda karşımda görünce hayalkırıklığına uğrayabilmek korkusundan, belki tekbaşıma yollara dökülmeyi k.çım yemediğinden, ya da belki de bir zamanı olduğundan ve o doğru zamanı beklediğimden.. bir de, kendimi bişeylere feda etmekten korkuyor olmak ta muhtemel… yani bütün olanaklarını tek bir şeye kanalize etmek, biraz katı bir tutum olabilir. bazılarımız küçük şeylerin tanrısı olarak köşesinde hayal kurmayı, bazıları hayallerini gerçekleştirmeyi tercih ediyor kısacası…
Onun için, hayallerini gerçekleştirenleri görüp te kıskanmak yerine kendime “ben neden gerçekleştiremedim, acaba gerçekten istememiş miyim? öyleyse başka bir hayal bulayım, gerçekten neyi istediğimi aramaya devam…” demeyi tercih ediyorum. bazen olanaksızlıklar da engelleyebiliyor tabi. o da ayrı bir etken. yani insanın yapamadığı şeyler için kendini çok yıpratmasına, üzmesine de gerek yok. cesaretimiz hayallerimizin boyuna erişemiyorsa, beklentileri biraz küçültmekte fayda var.
ben şimdi kendimi mi teselli etmeye çalıştım, yoksa sana “olur da yapamazsan çok ta üzülme” mi demek istedim, bilmiyorum. :)
ekşi sözlük’teki arkadaş kendi çapında baya faydalı bir travel guide yazmış neredeyse, iyiydi gerçekten.
yolun açık olsun…
baratrion said,
Eylül 18, 2008 @ 12:39
ben yol boyunca bunu dinlerdim sanirim: http://www.last.fm/music/Yat-Kha/_/Kaldak-Khamar
Düygü said,
Eylül 18, 2008 @ 16:04
Doruk, biliyorum Trans-Siberian Orchestra’yı ve hastasıyım. Ama bilmiyor olsaydım bu yorumunla yaşayacağım delice sevinci tahmin edebiliyorum :) Çok teşekkür ederim.
Baratrion, hemen dinleyeceğim, sana da çok teşekkür ederim :)
lady lazarus yazdıklarında çok haklısın. İnsan bahaneler yaratıyor genellikle, hayallerinin peşinden koşmamak için. Çünkü çok zahmetli ve riskli. Sanırım evrimsel bir şey bu. Sıcak bir yuvada çocuk sahibi olmak, çocukları ebeveynsiz bırakmamak elbette doğanın genlerimize kazıdığı bir şey. Fakaaaat, insan başka türlüsünü isterse bir yolu bulunuyor. Benim üniversite yıllarım maddi açıdan çok sıkıntılı geçti ama dönüp bakınca, cebimde üç kuruşla da olsa neden cesaret edip de bir trene/otobüse atlayıp gezmemişim, ya da güzel bir bisiklet alıp öyle Ankara’dan yola çıkmamışım diye kendime kızıyorum (hoş bu bisiklet meselesini hafife alıyorum galiba, ama eminim Ankara’dan Kızılcahamam’a kadar bile gitsem, iki kuş gözlemi yapar geri dönerdim – illa ki Sibirya’ya da gitmeye gerek yok :). Kız başına gezmek de zor evet, ama bir çaresi bulunamaz mı, cici şeyler giymek yerine paspal şeyler giyilemez mi, ya da ille de bohem bir şekilde yola düşmeye de gerek yok, gönüllü bir iş bulunup kalacak yer rica edilebilir filan. Bir şekilde kapıları zorlayınca bir tanesi açılıyor sanki.
Şimdi düşününce, yolculuk işi bana biraz roller coaster gibi geliyor aslında. Binmeden önce oyuncağın devasalığına, ters dönen, garip garip bükülen raylara bakınca ödüm kopuyor. Binip oturup, aletin ilerlemeye başlamasından sonra, tepeye çıktığında o ilk manyak düşüşe geçmeden şöyle bir durduğunda “yaaaa manyak mıyım ben, niye biniyorum bu aletlere, çok fena düşücez şimdi, ühühühü, çok korkuyorum meriiiiii” derken düşüşe geçmek, ve çığlığı basmak, sonraki saniyelerde ters dönüp bükülürken “vohoooooooooooooooooooooo bu dünyanın en eğlenceli şeyi, hoooooooo, haaaaaaaa” demek… Ve indikten sonra bacakların korkudan titrerken en ufak bir pişmanlık hissetmemek :)
(Not: eğer bu yolculuğu yapamazsam, kafaya kesin başka bir şeyi takmışımdır, onun peşinde koşuyor ve de üzülmüyorumdur.) :)
Kudra said,
Eylül 18, 2008 @ 16:50
Bu hatta 24 gunluk bir gezi planladim, uzun zamandir ustune okuyup da gormek istediklerim, yapmak istediklerim o kadar cok ki. Bu planda in-bin tren bileti 1000 euroyu buluyor maalesef. Gitmek, durmak, gormek, kalmak, tadini cikaracak kadar kalmak, saate bakmadan gezmek ve donmek 2500 euroya patliyor en ekonomik sekliyle. Bir de yalniz gitmeyeyim dersem…oooooo
Faruk Ahmet said,
Eylül 18, 2008 @ 22:21
Gitmeden önce, okumadıysan (-ız ekini düşürüyorum artık izninle) sevgili Gorki’nin ” Step’te: Serseri hikayeleri ” adlı küçük ama harikulâde kitabını okumanı önereyim ben de. Özellikle “Han ve oğlu” isimli öyküsü çok etkileyici. Ama bulabilir misin bilmiyorum, eski ve çok baskısı olmayan bir kitap. Şurada ve şurada var misalen ama…
İnşallah gidebilir ve anlatırsın burada. Ben böyle bir şey yapmak için fazla tembel ve korkağım.
Remziye Doger said,
Eylül 23, 2008 @ 06:02
Sevgili Duygu,
Birincisi yuru be kim tutar seni demek istiyorum.
Ikincisi de Sili’ye tasindigimdan beridir Mauro’nun internasyonal bir dil merkezinde calismasi dolayisiyla bir suru yabanciyla tanistim.Yabanci derken burda herkes bana yabanci ama bu tanistiklarim burali degil anlaminda yabanci:) Neyse bu tanistigim insanlarin bazilari dunya turundaydilar ve cogunun ozellikle de Amerika’dan olanlarin demesine gore Amerika’daki yillik yapacagi masrafin yaninda hic kaliyordu bu tur. Birkac siteden gaza gelip ben de Around the World Tickets denen bu dunya turu ucak biletlerine bir bakiyim dedim ve hemen para biriktirmeye basladim:) Gercekten de cok ucuza gelebiliyor ozellikle de populer rotalardan gecersen. Simdi ben otostop cekcem diyorsan, ucak olmaz diyosan bisey diyemem. Derim gerci, daha da ucuza gelir:)
Lafin ozeti: Dunya turu bir ruya degil artik, piyangodan para cikmasini beklemeye gerek yok. Damlaya damlaya gol olur, (annene misali) para biriktirmek lazim. That’s it.
Düygü said,
Eylül 23, 2008 @ 16:08
Amerika’dan olanların tabi onlarca sigorta, mortgage, benzin ıvır zıvır masrafı var. Normal bir insanın yapmayacağı masrafı yapıyor zaten adamlar :) Bütün sigortaları iptal ettirip evini de kiraya verip yollara düşmek ekonomik açıdan hiç de zor olmasa gerek. Üstelik Amerikalıların vize satın alma derdi de yok. Her şekilde rahatlar. Ama buna rağmen nereden baksan ufaktan bir kazancın olması lazım, cepten nasıl yenir ki? Hani bir yıl boyunca seyahat edecek kadar para, kaba bir hesapla (her türlü masraf dahil) aylık 1000 dolara gelse… Bu insanların her yerde çadır kurmadıklarını, normal yerlerde kaldıklarını filan tahmin ediyorum (o zaman 1000 dolar bile az)… Yani ben kendi adıma yılda en az 12000 dolar biriktirip ertesi yıl Dünya’yı gezebileceğim bir dünya halay edemedim bi an :)
Ama Moğolistan’da sürüne sürüne kamp yaparak, yürüyüp ata filan binerek, ya da gönüllü işler yapıp kalacak yer bir kap yemek isteyeek bir kaç ay gezilebilir sanki. (Tabi onun için de şimdiden “hiking” deneyimi kazanmaya çalışmak için kolları sıvamış bulunuyorum).
Erdem said,
Eylül 23, 2008 @ 19:16
Duygucum yol arkadaşı arıyorsan haber ver işi gücü bırakıp kendimi yollara atsım var…hiç buralarda duracak havada değilim ama biraz maceracı bir arkdaş arıyorum beni o”ğlum boşver iş-güç “deyip “ömür geçiyor birşeyler yap “diyecek birine o kadar ihtiyaç duyuyorum ki…
selma said,
Eylül 24, 2008 @ 11:18
Bu yaz bu hat üzerinde bir nisi masa projesi vardı, pişmanım gidemediğim için. Çeşitli ülkelerden 18 kişi bu trende hem 9312 kilometre yol kat ettiler hem de bir film workshopuna katıldılar. Ve 4 gün önce bitirdiler seyahatlerini. Yolda giderken hem çektiler, hem yazdılar. Projenin adı CINE TRAIN http://www.nisimasa.com/?q=node/218
Bu da blogları: http://www.cinetrain.blogspot.com/
Ama ben bu trenden ziyade şu trende olmayı isterdim. 1970′te Kanada turnesine çıkan, içinde Grateful Dead, Janis Joplin gibi süper müzisyenlerin yol boyunca durmadan günlerce müzik yaptığı bir tren, adı Festival Express. İzlerken çok duygulandım, etkilendim, sanırım artık bu kadar içten ve samimi ve gayr-ı ticari işler yapılmıyor.
Neyse…Trenler güzel, seyahat güzel..
selma said,
Eylül 24, 2008 @ 12:30
Gitmek zor değil bence yola çıkmaya karar vermek zor. Bi de insan bilmediğinden korkuyo ya. Avrupa: Pahalı ama güvenli, ne yapacağın belli, ne göreceğin belli, sürprizi az, sana kalan bu beklentileri eyleme döküp duygulanmak oluyor. Ama başka kıtalarda bir bilinmezlik var, sürprizler var, bazen tehlike var. Tüm bunlar deneyimi çok daha heyecanlı kılıyor. Beklenti düzeyin düşük olunca karşılaştıklarına daha fazla seviniyosun. Mutlaka daha fazla insanla tanışıyosun, binalara daha az önem atfediyosun.
Avrupa benim için yaşanacak güzel bir düzen, gezilecek birkaç günlük bir yer değil. Ama Afganistan öyle mesela. Çünkü herşeyi bana çok yabancı. Bir yandan da belki içinde uzun süre kalamayacağım kadar bana ters bir düzeni var. Onun için buralardan gelip geçivermek güzel oluyor.
Plansız gitmenin en güzel tarafı, olasılıklara imkan vermek. Kendin gibi birileriyle tanışıp birkaç gün birlikte plan yapmak, ya da bir kasabada pirinç alırken tanıştığın teyzenin “bizde kal” davetini kabul edivermek. Korkmamak insanlardan. İyi-kötü ayrıştırma içgüdülerini kuvvetlendirmek. Koklayarak, duygularla ilerlemek, kendini başka bir zamana bırakıvermek.
Maddi konular: Çok param olmadı seyahat ederken, üzerine de düşünmedim, bi şekilde yetti. Dünyanın çok yerinde günlük 10 dolara seyahat ederek yaşayabilir insan. Genelde şöyle yapıyorum: En ucuz şekilde ilk durağıma ulaşmanın bir yolunu buluyorum. Gidince insanlarla konuşuyorum, biraz travelblog, travelpod okuyorum, oradan devam ediyor, sen akıyorsun, su yolunu buluyor.
Misal: 14 Ekim’de İran’a gitmek için (ilk kez) yola çıkıyorum. Tahran gidiş dönüş 700 YTL olduğu için Van’a uçakla gidiyorum. (228 YTL) Oradan otobüslerle Tebriz- Tahran. Kalacak yer henüz ayarlamadım, Lübnan’da tanıştığım İranlı bir arkadaş var, Kuzey Irak’ta fotoğraf çekiyormuş, dönerse o, belki de pansiyon (gecesi 8 dolara var) 6 güne 200 YTL bütçe ayırıyıorum (100 de yedek alıyorum ama yanıma) 428 etti. Ailemle yaşadığım için kira-fatura dertlerim yok, kredi kartı kullanmıyorum, taksitlerim yok. ALışverişi minimum ihtiyaç düzeyine indirgeyip indirim zamanlarıyla sınırlayalı da 10 sene oluyor. Yani burd arada bi arkadaşlarımla dışarda yeme içmeye harcadığım para dışında bi masrafım yok. Seyahat masrafı benim için temel ihtiyaç gibi, fazla ya da ekstra gelmiyor gözüme, ben zaten onun için çalışıyorum.
Zaman: Tam zamanlı bir işte çalışıp da gezmek çok zor (istisna Bora Bilgin). Şartları zorlayıp, sistemdeki boşlukları değerlendirip esnek çalışma koşulları oluşturunca, zamanı kendın kontrol edebilince seyahat cok daha kolay oluyor. Gezmek ve öğrenmek hayatın ne kadar merkezinde yer alıyor, aslında herşey buna bağlı şekilleniyor galiba…
seval senturk said,
Temmuz 5, 2010 @ 07:22
merhaba,
yorumdan çok yardım isteyecektim.
11-30 Aug. 7 yaşımdaki kızım ile St. Pete’den başlayarak, Ulaan Baatar’a kadar gideceğiz. Moğolistan vizesi almak ne kadar zor bir şeymiş.
Davetiyeye nereden ve nasıl ulaşırım, yerel acentalara güvenebilir miyim, öneriniz varmı?
teşekkürler
seval
Augkyd said,
Ağustos 9, 2023 @ 06:58
tricor pills purchase fenofibrate tricor 160mg pill
Wqkcdu said,
Ağustos 17, 2023 @ 20:13
order cialis 10mg online cheap tadalafil 20mg ca order viagra 50mg
Rjtenl said,
Ağustos 20, 2023 @ 04:19
cheap ketotifen 1mg order geodon 80mg online tofranil drug
Crcxcl said,
Ağustos 20, 2023 @ 10:05
minoxidil online tadalafil 5 mg tablet best otc ed pills
Ymuuvi said,
Ağustos 23, 2023 @ 01:01
purchase aspirin online aspirin order online imiquad canada
Fkmvom said,
Ağustos 23, 2023 @ 02:18
acarbose 25mg pill order fulvicin generic how to buy griseofulvin
Fqavuz said,
Ağustos 26, 2023 @ 09:39
melatonin online order melatonin over the counter danazol 100mg sale
Ewqmmg said,
Ağustos 27, 2023 @ 16:50
dipyridamole 25mg pills lopid without prescription pravastatin 10mg without prescription
Kryozj said,
Ağustos 29, 2023 @ 00:36
dydrogesterone 10 mg us buy empagliflozin no prescription jardiance over the counter
Govyjg said,
Ağustos 31, 2023 @ 19:40
buy monograph 600mg online cheap buy mebeverine generic cilostazol 100mg ca
Ludrpa said,
Eylül 1, 2023 @ 02:01
fludrocortisone 100 mcg for sale how to buy dulcolax loperamide 2 mg cheap
Rrrtcl said,
Eylül 4, 2023 @ 01:48
prasugrel 10mg over the counter pill thorazine 50 mg tolterodine generic
Xlovhc said,
Eylül 5, 2023 @ 05:09
buy pyridostigmine 60 mg pills rizatriptan 10mg usa order rizatriptan for sale
Ahldrt said,
Eylül 7, 2023 @ 01:59
buy ferrous for sale order generic ascorbic acid buy generic sotalol 40mg
Ovzblq said,
Eylül 9, 2023 @ 13:48
latanoprost price order zovirax buy exelon generic
Oxzrkq said,
Eylül 10, 2023 @ 01:55
buy enalapril cheap buy lactulose sale order duphalac online
Zmdwly said,
Eylül 13, 2023 @ 09:54
how to get premarin without a prescription dostinex 0.25mg brand cheap viagra 100mg
Kqhsar said,
Eylül 14, 2023 @ 19:59
prilosec 20mg drug lopressor drug metoprolol 50mg us
Wfclao said,
Eylül 15, 2023 @ 04:34
cheap cialis for sale order tadalafil 40mg buy viagra 100mg without prescription
Hwosan said,
Eylül 16, 2023 @ 04:28
micardis order online where can i buy micardis buy molnupiravir 200 mg generic
Kkuulv said,
Eylül 18, 2023 @ 11:19
cenforce online order buy aralen generic chloroquine 250mg sale
Rvgreo said,
Eylül 18, 2023 @ 18:12
order modafinil 200mg online provigil 200mg pill cost deltasone
Kvhnst said,
Eylül 21, 2023 @ 22:25
accutane uk order azithromycin 250mg pill purchase azithromycin online cheap
Gwozgr said,
Eylül 22, 2023 @ 06:18
brand cefdinir 300mg glucophage 1000mg uk lansoprazole over the counter
DanielAbutt said,
Eylül 23, 2023 @ 09:04
http://interpharm.pro/# canada drugs online pharmacy
highest rated online pharmacy – internationalpharmacy.icu Consistent service, irrespective of borders.
Ihiynz said,
Eylül 24, 2023 @ 02:27
oral azithromycin 500mg buy omnacortil 5mg sale order neurontin 800mg sale
Archieuniom said,
Eylül 24, 2023 @ 03:40
http://farmaciaonline.men/# migliori farmacie online 2023
Archieuniom said,
Eylül 25, 2023 @ 02:43
http://pharmacieenligne.icu/# Pharmacie en ligne livraison 24h
Thomasfut said,
Eylül 25, 2023 @ 10:11
farmacia online farmaci senza ricetta elenco farmacie online sicure
Gfbuzd said,
Eylül 26, 2023 @ 02:24
cost atorvastatin 80mg buy norvasc 10mg sale norvasc pill
Archieuniom said,
Eylül 26, 2023 @ 03:22
https://onlineapotheke.tech/# online-apotheken
Xoqtwp said,
Eylül 26, 2023 @ 08:30
free games poker online roulette online free buy lasix 100mg pill
RickeyCic said,
Eylül 27, 2023 @ 10:20
п»їpharmacie en ligne: Pharmacie en ligne livraison 24h
Eeuvsy said,
Eylül 28, 2023 @ 07:44
roulette online real money online casino real money cost albuterol
RickeyCic said,
Eylül 28, 2023 @ 09:39
acheter sildenafil 100mg sans ordonnance
Nyjkej said,
Eylül 28, 2023 @ 21:46
protonix oral buy zestril 10mg generic phenazopyridine 200mg usa
RickeyCic said,
Eylül 29, 2023 @ 10:14
Viagra homme prix en pharmacie
Billybet said,
Eylül 29, 2023 @ 20:46
https://esfarmacia.men/# farmacia online barata
Xbfvye said,
Eylül 29, 2023 @ 22:46
online casino real money us online casino no deposit bonus buy ivermectin 12mg for humans
Rogerhausa said,
Ekim 1, 2023 @ 00:23
The free blood pressure check is a nice touch. buying prescription drugs in mexico online: best online pharmacies in mexico – buying prescription drugs in mexico online
Gdpryy said,
Ekim 1, 2023 @ 14:45
real money casino app buy cheap generic augmentin buy levoxyl tablets
Rogerhausa said,
Ekim 2, 2023 @ 00:00
Efficient, reliable, and internationally acclaimed. mexico drug stores pharmacies: best online pharmacies in mexico – best online pharmacies in mexico
Cwhxas said,
Ekim 2, 2023 @ 03:20
amantadine 100 mg cheap symmetrel 100 mg price cost dapsone 100mg
Felixhew said,
Ekim 2, 2023 @ 06:03
best online pharmacies in mexico: reputable mexican pharmacies online – mexican rx online
Michaeldes said,
Ekim 2, 2023 @ 13:51
mexico pharmacy: best online pharmacies in mexico – buying prescription drugs in mexico online
Rogerhausa said,
Ekim 2, 2023 @ 23:27
They offer unparalleled advice on international healthcare. medication from mexico pharmacy: mexican rx online – mexican mail order pharmacies
Gpomqq said,
Ekim 3, 2023 @ 06:56
order clomiphene 50mg generic order serophene pills buy imuran 50mg
Rogerhausa said,
Ekim 3, 2023 @ 23:03
They make international medication sourcing effortless. cheapest online pharmacy india: canadian pharmacy india – world pharmacy india
Michaeldes said,
Ekim 4, 2023 @ 01:51
buying prescription drugs in mexico: pharmacies in mexico that ship to usa – buying prescription drugs in mexico online