Senegal’den en sevdiğim fotoğraflar
Ben bu Senegal’i aklımdan çıkaramıyorum. Aslında son yazdığım yazıdan beri, aklımdan bu bloga ne yazılar yazdım. O kadar ki, siz bıktınız ben yazmaya devam ettim. Fakat bir türlü oturup da hakikaten yazamadım. Bunun birincil sebebi, şu anda Richard Dawkins’in daha önceden yazmış olduğu bir kitabın çevirisinin editörlüğü ile uğraşıyor olmam. Pek yakında Türkiyeli okurlar bu kitaba kavuşacaklar (Unweaving the Rainbow – Gökkuşağını Çözmek). Dawkins’i çevirmek ve çevirilerin doğruluğundan emin olmak işi gerçekten çok zahmetli. Kafamın yorgun olmadığı bütün boş vakitlerim bu işe gitti (son bölümü bitirmek üzereyim). Bütün vaktimi bilgisayar başında geçirmek istemediğimden, blogu ve Senegal anılarını yazmayı ötelemiş oldum. Diğer sebepler iş güç vesaire.
Dün nihayet çeviriden yorulunca vakit ayırıp çektiğim fotoğrafları düzenleyebildim. Tam o sırada telefonda Meren’le konuşuyor olmam iyi denk geldi. Bir yandan fotoğraflara el atmayı akıl ettim. Bir kere başlayınca gecenin geç saatlerine kadar haydi bitsin şu iş diyerek işin fotoğraf ayıklama ve düzenleme kısmını halletmiş oldum. (Akabinde sabah uyanamayıp saçma sapan kabuslar gördüm -bir konsere gitmişim, hiç de sevmediğim bir şarkıcı, ne işim varsa, sonra konser ahalisi ile polisler arasında bir kavga kopmuş, kendimi öyle kaçarken koşarken yaralılara yardım ederken buluyorum, hayır şarkıcı politik bir şarkıcı bile değil, neyse otobüs filan boşu boşuna kaçtı ben kabus göreyim derken, rüyada devrim mevrim de olmadı, olan boşa harcanan onca glikoza oldu, ama olsun. Fotoğraflar hazır! Bütün sıkıntıma değdi.)
İşte size Senegal’de çektiğim ve en sevdiğim fotoğrafların bir kısmı. Bunu gezinin görsel bir özeti olarak düşünebilirsiniz. Bir dahaki sefere yazılı ve fotoğraflı blog girdileriyle artık ortasını bulacağız, söz :)

Mahalle pazarı

Popenguine

Baobab

Pembe göl ve kolye satan kızlar

Salon de coif Obama

Plajda koşanlar

Balıkçılar

Gorée Adası

Gorée Adası'nda müzik ve dans
Senegal’e tekrar gideceğim günü iple çekiyorum…
Sezen said,
Şubat 29, 2012 @ 12:30
Ben de güney afrika gezisinden sonra böyle oldum heyecanla geri dönmeyi bekliyorum afrika’ya
Meren said,
Şubat 29, 2012 @ 21:00
Dostum bu ne müthiş bir fotoğraftır: https://lh4.googleusercontent.com/-Pa0TYXTqtzE/T02st5wP8hI/AAAAAAAAGYc/Q681Qdp_3ho/s640/DSC_0049k.jpg
Bir de şu kafanı biraz eğmeyi öğrensen tam olacak :)
Biyolokum said,
Mart 1, 2012 @ 09:12
Kafamı niye eğiyorum yav, anlamadım. Bi de çoğu zaman kafamı eğince ayaklarım çıkıyor fisheye yüzünden.
Meren said,
Mart 1, 2012 @ 15:22
Fişay.
Biyolokum said,
Mart 1, 2012 @ 15:25
Tamam şimdi anladım üstad :)
kerem said,
Nisan 11, 2012 @ 00:01
çok güzel fotoğraflar eline sağlık:)) demek fişay:)))
Eric Normand said,
Mayıs 11, 2012 @ 14:38
Senegal is beautiful. And very developed. When I was there I felt poor, dirty, and uneducated.
Biyolokum said,
Mayıs 11, 2012 @ 15:39
I miss Senegal so much! How nice to see you here Eric :) I miss you and Virginia so much too!
tuncay said,
Mayıs 22, 2012 @ 17:59
pis zenciler allah bilir ne hastaliklar tasiyorlardir onlarin yaptigi yemekleri nasil yediniz keske kameruna gitseydiniz hic olmazsa musluman olduklari icin hastalik orani az kendimi re deki mila gibi hissederim senegale gitsem
Biyolokum said,
Mayıs 23, 2012 @ 08:13
Tuncay Bey,
Yazıları okumadan böyle nefret içerikli yorumlar yazıyorsunuz gibi görünüyor. Öncelikle, ”Müslüman oldukları için hastalık oranı az” şeklindeki desteksiz atışınıza binaen: Senegal de Müslüman bir ülke. (Sanırım daha fazla bir şey söylememe gerek yok). ”Pis zenciler” ifadenize binaen. Bu şekilde mağara adamı seviyesinde ırkçı laflar edecekseniz benim dileğim o lafları bu blogda değil, internetin engin ovalarında, benim görmeyeceğim başka bir yerlerde etmeniz. Zira, yazdığınız iki yorumdan sonra, buraya yazacağınız herhangi bir şeyin benim veya bu blogun okurlarının ne ilgisini çekeceğini düşünüyorum, ne de hayatlarımıza anlamlı bir şey katacağını.
Selamlar.