Biyolokum radyolarınızda Bilim Kazanı’nı karıştırıyor
“Artık kendi makalelerimi yayınlamaya odaklansam iyi olacak” kararını verdiğimden beri, blogu çok ihmal ettiğimin, bu durumunun da blogun sadık okurlarının gücüne gittiğinin farkındayım. Bu “ihmal edilmiş bloglara geri dönüşün en bilindik cümleleri” girişinden ve kocaman bir özürden sonra, en azından bilim sevgisini yaymak adına geçtiğimiz günlerde ufak da olsa bir şeyler yaptığımın haberini buradan paylaşmak istedim. Bir de, en azından blogu ihmal ettiğime değdi. Yeni çıkan makale haberleri ile de çok yakında karşınızda olacağım (diye umuyorum, yoksa şüphen mi var?).
Geçtiğimiz hafta, Boston yakınlarındaki Woods Hole’a yine yolum düşünce, bu haberi alan Boston merkezli Bilim Kazanı ekibi üşenmeyip otobüsle Woods Hole’a geldiler ve kendileri ile sevgili solucanlarım ve muhteşem yetenekleri üzerine pek keyifli bir sohbet yaptık. Bu sohbeti dinlerseniz, bir takım süpriz haberler de alacaksınız efem!
Eğer daha önce duymadıysanız, Bilim Kazanı‘nı çok seveceğinizin garantisini veriyorum. Önce internetten bir cepyayını olarak başlayan, fakat kaçınılmaz olarak şahaneliğinin keşfedilmesi üzerine Açık Radyo’da haftalık bir program haline gelen Bilim Kazanı, her hafta konuklu veya konuksuz, bilimsel konuları, yeni araştırmaları keyifli bir şekilde ele alıyor.
Beni Bilim Kazanı’nın konuğu olarak dinlemek isterseniz yarın Türkiye saati ile 14:00′da Açık Radyo‘ya (94.9) bağlanınız! Internet’ten de dinleyebilir, yarın programı kaçırırsanız Bilim Kazanı’nın websitesi’nden cepyayını olarak ulaşabilirsiniz.
Hazır gelmişken, geçen ay evde yakaladığım çıyanın, geçen hafta Woods Hole’dayken çektiğim şu yumurtalık fotoğrafını da araya sıkıştırayım.
hatiice said,
Haziran 25, 2014 @ 14:03
Özlemiştik ! :)
Berna said,
Haziran 26, 2014 @ 06:24
Okur okumaz saate baktım; 14:17
Yaşasın Açık Radyo! :)
-- -- said,
Haziran 26, 2014 @ 07:10
kacirdim !!! nasil dinleyebilirim?
ahmet said,
Haziran 26, 2014 @ 07:18
burayı keşfettiğimde artık ölü bir blog sanmıştım. Ve biyolokum yeniden doğdu :)
Biyolokum said,
Haziran 26, 2014 @ 12:01
Programın cepyayını Bilim Kazanı’nın sitesine yüklendi.
-- -- said,
Haziran 27, 2014 @ 07:05
basarilar dilerim duygu! iyi yolculuklar!
İlan ver said,
Ağustos 11, 2014 @ 12:47
Bu kadar güzel bir blog ihmal edilir miydi? iyi ki dönmüşsünüz.
Dicle said,
Ekim 1, 2014 @ 17:22
2 Ekim (bugün) “Dünya Şiddetsizlik Günü” ya da “Uluslararası Şiddetsizlik Günü” imiş!
Bir yerde de şu tümceye rastladım: “16 Ekim tarihi Birleşmiş Miletler tarafından ‘Dünya Açlık Günü’ ilan edilmiştir.”
Gülmemek elde değil. Kim bilir, daha neler var… Dil, çok şeye el veriyor da, düşünmeyi bilmek gerek.
Not: “Natural selection”a “doğal seçilim” diyenlere daha az gülüyor değilim!
Timuçin said,
Ekim 6, 2014 @ 21:47
Merhaba Duygu.
1. Kuyruğu kopmuş bir kertenkelenin tekrar gelişmekte olan kuyruğunun bir kısmı kesilirse ne oluyor? Kesilmiş kuyruk gelişmeyi sürdürüyor mu?
2. Bir solucan ikiye “bölünürken”, yani henüz iki ayrı birey oluşmaktayken, ayrılan parça ağır zarar görürse, diyelim ortadan kesilirse ne oluyor?
3. İkiye bölünmekte olan bir solucanın parçaları tam olarak ayrılmadan önce, ona “birey” denilebilecek bir nokta mevcut mu?
neşet k said,
Ekim 7, 2014 @ 23:57
Timuçin bey sorularınızı ben cevaplayayım.
1)Evet,kesilmiş kuyruk gelişmeye devam ediyor vede gelişme tamamlanınca kertenkele hayatına kesik kuyruklu devam etmek mecburiyetinde kalıyor.Bunu vaktiylen bizzat evimin arka bahçesinde test ettiğimden çok iyi biliyorum.
2,3)Evet solucan halihazırda ikiye bölünürken,meydana gelen parça için birey diye tabir edilecek bir level mevcuttur.Bu sebeple solucan ikiye ayrılırken hangi level da hasar gördüğü çok mühim.Eğer gelişme henüz bu level da değilse solucan hasarlı parçayı tabiri caizse atıyor ve o şekilde haytına devam ediyor.Aksi halde ise meydana gelen parça tabii yoldan hasarı tamir etmeye çalışıyor.
acar said,
Aralık 12, 2014 @ 11:30
solucani 2ye keserseniz ölür size neyi tartisiyorsunuz ya ???
eren said,
Ocak 16, 2015 @ 04:22
lütfen artık bu bloga geri dönün sizi özledik yazılarınızı özledik :(
eren said,
Ocak 28, 2015 @ 11:22
sizin yazılarınızı hasretle bekleyen sürekli okuyan bizler için en azından geri dönün :(