O Geldi! :))


İşte sonunda burada! :))) Benim de ağzım kulaklarımda. Sokaklar, cockroach abiler, evler, insanlar, her şeyler şekil değiştirdi gözümde, her şey daha bir güzel. Evet tam sevgi kelebekleri olduk. Yaşasın!

Bu arada, festivalden festivale koşan New Orleans’ta bu hafta sonu elbette yine bir etkinlik vardı: French Quarter Festivali. Sonunda ailemizin fotoğrafçısı Meren’i taktım koluma (aslında ben biraz üşeniyordum, o yüzden onun beni koluna taktığını söylesem daha doğru olur) ve düştük French Quarter yollarına. “Güneş sıcak, deniz ıslak, beyin bronzlaşması yaşıyoruz”a rağmen, Fatili de keşke burada olsaydı dedirten güzel bir konser izledik.

Bu arada sahnenin önünde bir çalı süpürge ile neler yapılabileceğini hayretler içinde görmemizi sağlayan, kafayı sıyırmış zenci amca da günümüze ayrı renkler kattı. Tabi ki Meren zenci amcanın dökülmüş dişlerinin ardından kalan eğri büğrü birkaç dişine ev sahipliği yapan o deli gülümsemelerini, yarısı olmayan parmakla süpürgeden gitarını çalışını ve bulaşık teli görünümlü, beyazlamış sakallarını görüntülemekten geri kalmadı, ve onu tarihin tozlu ve elbette benim blogumun nahoş sayfalarında yaşamak üzere fotoğraf karelerine hapsetti :) :P

Bu arada festivalde Ahmet, Nathan ve Melissa da vardı (fantastik dörtlü:))

Son olarak eğer Meren’in gözünden birkaç New Orleans karesi daha görmek ve manyak zenci amcanın başka pozlarına da göz atmak isterseniz, şuraya ve buraya tıklayın.

  • Share/Bookmark

16 Yorum »

  1. armeyan said,

    Nisan 24, 2006 @ 06:57

    heyoooo heyoooo meren gelmiş hoşgelmiş hoşgitmişşş. sağlıcakla kalın gençler..
    bu arada merak etme fatilinin kulağının pasını sildim ben haftasonu ( konser diildi ama olsun)

    yihuuuuuu meren gelmişşş

  2. GeCe said,

    Nisan 24, 2006 @ 09:41

    Amerikanya’ya bir de herşeyin üstüne sevdicekleri kavuşturmuyor diye kızıyodum da tabi fare dağa küsüyor, dağın haberi olmuyordu.. Gözünüz aydın güzeller, ikinizin de!

  3. fatil said,

    Nisan 25, 2006 @ 06:58

    lan lan lan lan…
    : )

  4. A. Murat Eren said,

    Nisan 25, 2006 @ 11:50

    Kendi adıma hepinize teşekkürler ederim efendim.

    Evet artık yeniden birlikteyiz ve zamanın bize getirecekleri yarışında koşmak üzere başlangıç noktasındaki yerimizi almadan hemen önceki son hazırlıklarımızı yapıyoruz. Hep söylerim, daha önemli bir şey yapana kadar en önemli olan katılmaktır hep.

    Hayat ne enteresan.

    Selamlar hepinize.

  5. M2H2 said,

    Nisan 25, 2006 @ 12:27

    Gözün aydın düygüş, çok sevindim, öptüm ikinizi de..

  6. vintage biscuit said,

    Nisan 26, 2006 @ 17:44

    hoş fotolar

  7. BirDemetCicek said,

    Nisan 26, 2006 @ 18:35

    kavusmaniza cok sevindim, mutluluklar, bir daha ayrilmayinnnn….

  8. Düygü said,

    Nisan 27, 2006 @ 06:20

    Herkese çook teşekkürler :)

    Bu arada imkanı olan herkesi de bir Mardi Gras ya da Jazz and Heritage Fest deneyimi yaşamak, French Quarter sokaklarında insanlara “hav yu duin” demek, St. Charles’ın kocaman ağaçlarına sarılmak…vs vs vs… için bekleriz :)

    (Armeyanım nası aldın bakim kulak pasını? :)

    (Fatili, en çok senin gelmen lazım buraya. Dünyanın en süper Jazz’ı burda değil belki, ne bileyim çoğunlukla brass band tadında, eski Jazz, ama yine de Jazz :) Tarihi değeri var.)

  9. Anonymous said,

    Nisan 27, 2006 @ 17:14

    oh. ben de çok mutluyum. İkinizin bir arada olduğunu bilmek çok güzel. Üzerimdeki gerginliklerden biri gitti vallahi… Dayı ve Dede konuları da kısmen halloldu gibi. En azından herşey olacağına varır tadına girdi. Şu an bi ben mi kaldım ne? Saat burada 01.08. Gecenin bir vakti. yaklaşık 4 saat sonra uyanmış, duşumu alıyor, saçıma şekil veriyor olmam lazım. saat 06.15 de hastane beni bekliyor olacak. 07.30 da kesim başlayacak, tahminen 07.45 gibi de Kaan aramızda katılacak inşallah hayırlısıyla. Ben de 120 cm. ye ulaşmış bel ölçümden bir nebze kurtulacağım herhalde. Ve gemici düğümlerinden attıracağım ben de. Yarından itibaren halim iki çocukla nice olur bilemediğimden, bir süre için son kez günlüklere takılayım dedim. İkinizi aynı karede görünce de bana moral oldu.

    Çok öpüyorum sizi…
    Kalbim sizinle de çarpar benim her daim. bilesiniz.

    Teyze kişi.

  10. pinguar said,

    Nisan 29, 2006 @ 08:33

    ayyyzzz.. o 3. fotografta en sagdaki amca wainapel mi, yoksa ben mi uyduruyorum :D o gözlüklerle felan pek bir benzettim.

    + kavuşmanıza çok sevindik -bizim buralarda tüm arkadaşlar (the students.comu kısmısı) “heyyt bee, helal olsun” falan çekiyor :)- gözünüz aydın ola ;)

  11. Düygü said,

    Nisan 30, 2006 @ 00:23

    teyzecim: aricaz seni en yakın zamanda…

    Pınguar: Ben de bilmiyorum Meren de o adamın kim olduğunu :) Burada yerel çok fazla cazcı amca ve teyze olduğu için çok öyle dünya çapında kişiler olmamaları çok muhtemel. Bi de teşekkür ederis efendim…

  12. pinguar said,

    Nisan 30, 2006 @ 07:27

    sanırım fazla iyimser davrandım; wainapel amca burada

    ama yine de pek bir benziyordu :)

  13. Anonymous said,

    Mayıs 5, 2006 @ 14:14

    duygucum nazarlar degmesin diye size nazar boncugu getiricem:)Nasil mutlu gozukuyosun…Ne kadar guzel gozukuyorsunuz…Cok yakinda sen kahkahalar attirmaya diye gelicem…Muck.rem

  14. Pencere said,

    Temmuz 2, 2006 @ 18:46

    Hayata bakışımız çok benziyor… Antalya’da odamın ve devamlı değişen odalarımın pencerelerinden gördüklerimle çok bağdaşıyor yazdıkların… Her cümlenin sonuna genellikle getirdiğim “…”‘lardan belli oluyordur sanırım hep anlatacak bir şeylerimin olduğu… Hayatı senin gibi görenlerin olduğunu bilmek güzel… Sayfan hep browserımda açık olacak;yaşantını paylaşma yöntemin gerçekten çok etkileyici. Sana ve O’ya hayatınızda daha çok mutluluklar diliyorum :) Google’da aratılan saçma bir sözcüğün böyle anlamlı bir adreste bulunması çok iyi bir tesadüf olmuş :)

    Saygılar…

  15. Düygü said,

    Temmuz 2, 2006 @ 19:51

    Pencere, teşekkür ederim :)
    Hayata bakış açımın benzeştiği birilerinin buraları bulup beni anlıyor olduğunu bilmek de güzel… (Bu üç nokta senin için geldi.)

    Google’ın hangi “kapı”dan seni buraya gönderdiğini merak ettim :)

  16. pencere said,

    Temmuz 3, 2006 @ 10:04

    O kadar saçma ki anlatmak bile komik geliyor… Televizyon,odamda her zaman açıktır ama asla kullanmadığım bir alettir;yine aynı pozisyonda dururken televizyonda Mirkelam’ı gördüm ve o meşhur “Her gece” parçasının klibini bi aratayım dedim. Senin 95′te Mirkelam’ın bize hissettirdikleri şeklinde bahsettiğin satırlar rasgeldi bu sayede. :) Hayat sürprizlerle dolu (Klasik oldu :D) Sana tek tavsiyem yazmaya devam etmen… Burada o satırlara gözü saplanmış ve her gün kontrol etmeyi alışkanlık haline getirmiş birisi olarak senden en büyük ricam bu… Hayat berbat;maddi sıkıntılar,ailevi sorunlar,dostlarla anlaşmazlıklar,üzüntüler şeklinde yorumlamak yerine yaşadığın herşeyi hissettiğin şekilde yazıyorsun… Dertlerin ağır basmasını engellemişsin ve pozitif bir bakış açın var… Yaşadıkların başkalarını mutlu ediyor… Bu güzel birşey olmalı demeyeceğim çünkü bu duyguyu iyi biliyorum :) Sana Antalya’dan selamlarımı gönderiyorum pozitif insan… :) Bazen bu öldürücü sıcak bile satırların kadar ısıtamıyor insanın içini ;) O’ya selamlar yeniden… :)

    C ya!

RSS feed for comments on this post · TrackBack URI

Yorum yapın