Haziran 3, 2012 at 13:54
· Filed under Kadın hakları
Akıllar karışmasın, şimdilik sezaryen yasaklanıyor değil (ama o günleri de görebiliriz, hiç şaşırmayacağım). Ayrıca baştan söyleyeyim, sezaryen doğum yanlısı veya karşıtı değilim. Kendim çocuk sahibi olacağım zaman, hangi doğum yöntemini seçeceğime dair güzelce araştırıp, doktoruma danışıp karar vereceğim. Devam...
Permalink
Haziran 1, 2012 at 10:43
· Filed under Kadın hakları
Gelişim biyolojisi alanında doktora yapmış bir bilimci olarak, yani son 6 senesini çeşitli canlıların embriyolarını pek çok açıdan inceleyerek, her evresini gözlemleyerek geçirmiş bir bilimci olarak, embriyonun erken dönemlerinde acı hissetmediği, beyninin bilmemkaçıncı ayda geliştiği, o yüzden kürtajın benim bilimsel perspektifimden hiç de problem olmadığı konusunda çok sıkı bir argüman ortaya koyabilirdim. Üstelik bu argümanla pek çok insanı ikna da edebilirdim. Ama bunu yapmayacağım. Devam...
Permalink
Mayıs 31, 2012 at 12:55
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Kadın hakları, üzüntü ve muz kabuğu
Üniversitenin ilk yıllarıydı. Burdur’da anneannemin göl evindeydik. Her sabah hepimizden önce uyanır, kahvaltıyı hazırlar, sonra ince ve melodik bir sesle ”kahvaltıya buyruuuuuğğğğnnn” diye aşağı kattan merdiven aralığına doğru bağırarak bizi uyandırırdı. Böyle tatlı serin bir göl evi sabahında, anneannemin ”kahvaltıya buyrun” çağrısındaki beklenmedik hüzünlü minör tınının merakıyla, pijamalarım üzerimde merdivenden indim. Bir baktım bahçedeki kahvaltı masasının kenarında oturuyor. Elinde kırılmış bir biber fidesi, anneannem, gözyaşları pıtır pıtır pazen eteğinin çiçekli desenine düşerek, ağlıyor. Devam...
Permalink