Ocak 1, 2021 at 16:24
· Filed under Öyle oldu böyle oldu
Offf yazmayı çok özledim, özlemişim. Eski yazılara baktım şimdi. Yareppim, aralarında ne saçmalıklar, ne ırkçı laflar içeren şeyler (gözlerim çekikler filan), gereksiz genellemeler… Ama tabi insanın eskiden yazdıklarına bakıp onları yazan kişinin ne kadar değişmiş olduğunu görmesi güzel bir şey. O yüzden geçmişin bu Duygu’sunu internette yaşatmaya devam ediyorum. Bazen gelişen teknoloji (bkz: Google translate) ve değişen dünya (bkz: Black Lives Matter ile level atlayan bizler) ile bu blogun eski sayfaları sadece Türkçe bilenlere değil, başka dilleri konuşanlara da ulaşacak diye panik yaşamıyor değilim. Fakat başından beri bu blogu yazarken farkında olduğum, benim için hala değişmeyen ve önemsediğim şey, kendimi, düşüncelerimi, deneyimlerimi dürüstçe (kendime ne kadar dürüst olabiliyorsam o kadar dürüstçe) paylaşmak. O yüzden zamanında elitist elitist laflar eden, ötekileştiren, kendisini içinde yeni bulduğu kültüre ve ülkeye dair genellemeler yapan Duygu’yu da kimselerden saklamaya hakkım yok. Devam...
Permalink
Haziran 25, 2014 at 13:52
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Öyle oldu böyle oldu
“Artık kendi makalelerimi yayınlamaya odaklansam iyi olacak” kararını verdiğimden beri, blogu çok ihmal ettiğimin, bu durumunun da blogun sadık okurlarının gücüne gittiğinin farkındayım. Bu “ihmal edilmiş bloglara geri dönüşün en bilindik cümleleri” girişinden ve kocaman bir özürden sonra, en azından bilim sevgisini yaymak adına geçtiğimiz günlerde ufak da olsa bir şeyler yaptığımın haberini buradan paylaşmak istedim. Bir de, en azından blogu ihmal ettiğime değdi. Yeni çıkan makale haberleri ile de çok yakında karşınızda olacağım (diye umuyorum, yoksa şüphen mi var?). Devam...
Permalink
Ağustos 8, 2012 at 15:25
· Filed under Öyle oldu böyle oldu
Ocak 11, 2009 at 01:53
· Filed under Anılar 9, Ben Düygü Hanım nasılım, Öyle oldu böyle oldu
Bu, insan sağlığına zararlı derecede uzun bir “Sevgili günnük” yazısıdır. “Şunu yaptım bunu ettim” formatına sahiptir. Bir sürü kişisel ayrıntı içermektedir, tarihe not düşülsün, kayıtlara geçilsin, “yaz kızım” ki yıllar sonra bakılıp “ayyyy ne güselmiiişş” denilsin amacıyla yazılmıştır. Bu yazıda ayrıca okuyucuya “bunu da sonra uzunca yazıcam” tarzında tutulmama olasılığı yüksek sözler verilmektedir. Okurun maruz kalacağı duygusal travmalardan yazar sorumlu tutulamaz. Onu baştan diyim. Devam...
Permalink
Aralık 19, 2008 at 21:55
· Filed under Müzik, Öyle oldu böyle oldu
“Metal müzik rooaoahaha, yeahhhhh!” diyerek başlamak istiyorum bu yazıma izin verirseniz. Sizleri içimde yaşayan ve zaman zaman uyanan heavy metal müzik heyvanı ile tanıştırmama izin verin. Merhaba, ben Duygu, 27 yaşımdayım, doktora yapıyor, blogumda din ve evrim kuramını barıştırmanın yollarını arayan yazıların arasına metal müzik sıkıştırıyor, sabah erken kalkıp poğaça hamuru yoğururken Dream Theater dinliyorum. Evliyim, 3 çocuğum yok. Devam...
Permalink
Aralık 3, 2006 at 21:34
· Filed under Öyle oldu böyle oldu
Kasım 1, 2006 at 23:11
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Öyle oldu böyle oldu
Bir mübarek Cadılar Bayramı’nı daha geride bıraktık. Dün hep birlikte French Quarter – Bourbon Street’e gittik ve pek eğlendik. Diyecek fazla bir şey yok. Her ne kadar bir başka “haydi insanlar para harcasın” etkinliği de olsa, Cadılar Bayramı gönlümün bir numarası olan bayram. Minik kuzen Ece’nin bile ilk söylediği kelime ve cümleler arasına “Jack”* ve “dis iz Halovin”* sokabilmişsek, bugün Amerikan emperyalizmini damarlarımızda akan bir kan olarak…. Her neyse, lafı uzatmama sözümü tutuyorum :) Devam...
Permalink
Ekim 20, 2006 at 02:03
· Filed under Öyle oldu böyle oldu
Ekim 1, 2006 at 15:55
· Filed under Öyle oldu böyle oldu
Haziran 27, 2006 at 21:21
· Filed under Bilim ve felsefe, Doktora, Öyle oldu böyle oldu
Son günlerde yine kan kaybediyor gibi hissettiğim bir Türkçem mevcut. (Ha ha, evet belli.) Devam...
Permalink
Mayıs 9, 2006 at 00:03
· Filed under Evliya Çelebi, Müzik, New Orleans, Öyle oldu böyle oldu
Turkish couple under oriental disguise tries to fool local security forces on Jazz Fest’s closing day… Devam...
Permalink
Nisan 29, 2006 at 23:00
· Filed under Gülümseten işler, Öyle oldu böyle oldu
Amerika’ya değil, ama “Dünya”ya geldi: İşte Kaan. Teyzem’le Boğaç Abi’min ikinci (ve sanırım son) şaheserleri: Devam...
Permalink