Mart 13, 2011 at 12:54
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Doktora, Doktora-sonrası, Oha
Tam anlamıyla bir erteleme psikolojisi içindeyim, bir ay önce tamamlayıp, doktora danışmanım Ken’e göndermiş olmam gereken bir makale var. O kadar erteliyor o kadar üşeniyorum ki, bu gece suçluluktan kabuslarıma girdi. Yine de ben oturdum blog yazacağım. Devam...
Permalink
Nisan 14, 2010 at 22:41
· Filed under Doğa ve Hayvanlar, Oha
Aşağıdaki yazıyı Aralık 2009 civarı (+ – 1 ay) yazmışım. Geçenlerde buldum. Biraz orasını burasını düzelttim. An itibariyle yazıdaki ruh halinden çok uzaklardayım. Hâlâ pek çok konuda kararsızlıklarım olsa da iyiyim, pek iyiyim üzerinize afiyet. Ama yazıyı da paylaşasım geldi. Kendisine bir kısa öykü muamelesi yapılabilir pekâla. Yapılmayabilir de, paşa gönlünüz bilir. Keyfinizin kâhyası mıyım? Değilim. Buyrun:
Devam...
Permalink
Şubat 11, 2010 at 22:11
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Oha
Ağustos 30, 2009 at 16:03
· Filed under Oha, Sakin olmak lazım
İşte size çok zor bir soru: Aşağıda örneklerini vereceğim iki insan grubu arasındaki farkı bulabilir misiniz? (Hayalimizde kolay canlanması için, iki ucu kahverengi olan bir değneğin bir ucuna bir grubu, diğer ucuna da ikinci grubu yerleştirelim). Devam...
Permalink
Temmuz 5, 2009 at 14:49
· Filed under Doğa ve Hayvanlar, Oha, üzüntü ve muz kabuğu
Seneler önce Ankara’dan Antalya’ya taşındığımızda, o zamanın üç büyük gazetesinden birinin verdiği Akdeniz ekindeki kocaman “BETONYA” manşetini ve hemen altındaki betonla örtülü, neredeyse tek bir yeşilliğin görünmediği Antalya fotoğrafını hiç unutmam. Antalya’da liseyi okuduktan sonra üniversite için Ankara’ya döndüm fakat bizimkiler uzun süre orada kaldılar. Lise yıllarında aldığım mizah dergilerinden yine hatırladığım bir espri malzemesi de sanki Antalya’da çok kişiler tarafından sarfedilen bir cümleydi: Bak yavrum, buralar eskiden hep portakal bahçesiymiş… Devam...
Permalink
Haziran 5, 2009 at 23:16
· Filed under Oha, victory is mine
Pek sevgili okurlar…. Çok önemli bir sınavımın yaklaştığı fakat benim ona çalışmamak için kendime her türlü bahaneyi yaratarak bilim kariyemiri sabote ettiğim şu günlerde, İnternet keyfinizi bir takım şeyler yerken çekilmiş fotoğraflarımı sizlerle paylaşarak şenlendirmeye karar verdim. Devam...
Permalink
Nisan 26, 2009 at 14:43
· Filed under Hobi, Oha
Bir süre önce bilim müzesinden aldığım yarı-değerli taşların fotoğrafını evde yaptığım soft-box’u kullanarak çekmiştim. O gün yine okumam gereken makaleler, yapmam gereken başka işler vardı ve tabi ki yapmam gerekenleri yapmamak için “dedemin ninesine bile mektup yazabilirdim”. (Bunun İngilizcesine procrastination diyorlar, hey gidi.) Her neyse, taşların fotoğrafını çektikten sonra, bu vakitler daha başka nasıl öldürülebilir diye düşünen beynim akabinde hemen yaratıcı(?) bir fikri uygulamak üzere vicuduma çeşitli emirler gönderdi, çalışma odamın dört bir köşesine dağılmış bulunan ufak tefek biblosal yaratıkları toparladım. Öyküsünü sonra uydururum diyerek aşağıdaki kareleri çektim. Devam...
Permalink
Şubat 11, 2009 at 23:39
· Filed under Bilim ve felsefe, Oha
Bugün evrim kuramının babası, biyoloji bilminin üzerine gözleri kamaştıran spot ışığını tutan adamın, Charles Darwin’in 200. yaşgünü. Onun evrim kuramını ortaya attığı “Türlerin Kökeni” kitabının yayınlanmasının da 150. yıldönümü. Devam...
Permalink
Mayıs 14, 2006 at 11:22
· Filed under Oha
Temmuz 21, 2005 at 08:48
· Filed under Oha, Sakin olmak lazım
Şimdi aklınızda canlandırın. Çalar saatin sesiyle uyanıyorsunuz sabah. Banyoya doğru uykulu uykulu yürüyorsunuz. Uykulu dahi olsanız banyoda biri var mı diye kapıyı çalıyorsunuz. Bir ses gelmiyor. İçeri giriyorsunuz. Tuvalete oturup hızlı hızlı çişinizi yapmaya çalışıyosunuz. Ve beklediğiniz oluyor. Oda arkadaşınız kapıya tıklamadan baaammm diye içeri dalıyor. Devam...
Permalink