Nisan 30, 2012 at 16:19
· Filed under Evliya Çelebi, Kültür Şoku
Senegal’e vardığım günü takip eden hafta sonu arkadaşlarım beni Popenguine’e götürdüler. Cuma akşamı dışarı çıkmıştık (ve Dakar’ın görece fakir ve kirli sokaklarıyla tezat oluşturan yeni ve şık bir gece klubünde bir şeyler içip biraz dans etmiş, biraz da dans edenleri izlemiştik. Afrikalı güzellerin bu kulüplere nasıl seksi kılıklarda geldiğini görünce ağzım bir karış açık kaldı). O yüzden planladığımız kadar erken çıkamadık yola. Olabildiğince erken düşmek istiyorduk yollara, çünkü Dakar’dan çıkmak için tek bir ana yol var ve sabahın erken saatleri dışında acayip kalabalık oluyormuş. Devam...
Permalink
Haziran 3, 2011 at 10:37
· Filed under Kültür Şoku, New Orleans
Geçen ay annem Türkiye’den ziyarete geldi, bende bir bayram havası. Önce yeni taşındığım yerleri gördü, başkenti pek sevdi, temiz, düzenli, müzeler güzel (üstelik de ücretsiz). Sonra tuttum kolundan “bir de New Orleans’ımızı gör” diye aldım götürdüm. Zaten illa ki de gidecektik zira annemi ABD’ye gelmeye (bunca senenin sonunda) ancak “Mezuniyet törenim var Mayıs’ta, gelmicek misin? Beni oralarda yalnız mı bırakacaksın” şeklindeki 100% sonuç veren duygu sömürüsü tekniğim ile ikna edebilmiştim. Aslında biz o yüzden New Orleans’tayız. Neyse annem Çinli ev arkadaşımın ve Meren’in kendilerini salarak hiçbir temizlik işine girişmemiş oldukları, banyosunu küf, yerini 3 barnak kalınlığında toz kaplamış evimizi görünce tabi bi irkildi. Ama daha bu neydi ki, bi de o sevgili hamam böceklerimizi görsündü, Bourbon sokağının kusmuklu, kokulu kaldırımlarından yürüsündü… Gördü ve yürüdü netekim. Eğer benim mezuniyet törenim ve Bourbon sokağının gay barlarının bir içim su dansçıları olmasa, anneme New Orleans’ı sevdirmek pek mümkün olmayacaktı anlaşılan. Ha bir de Hayvanat Bahçesi ve Oak Alley Plantation. Bunlardan bir sonraki yazımızda bahsedeceğim. Ama bugün konumuz temizlik. Konuyla ilgili pek fotoğraf çekmediğim için (temizlik konusu) annemin New Orleans’ta gezerken çektiği fotoğrafları yazıya serpiştireceğim -ki pis bir yer olmasına rağment o bizim NiOrlins’ımızdır, bunu unutmayalım. Devam...
Permalink
Nisan 13, 2010 at 16:43
· Filed under Kültür Şoku, victory is mine
2010′un sonuna doğru mezun olacağım bir aksilik olmazsa. Bu yüzden bu aralar sürekli, daha önce yüz yüze tanışmadığım insanlarla bir takım yazışmalar yapıyorum. Çoğunlukla “Amca sizin lab çok güzel görünüyo, beni de alsanıza, ben de oynarım ki ordaki oyuncaklarlan” içerikli bu yazışmalarda muhatabım olan kişiler, dizi dizi makaleler yazmış akıllı bilim insanları oluyor. Devam...
Permalink
Haziran 9, 2009 at 11:50
· Filed under Kültür Şoku, Sinema
Geçen cumartesi Meren’le Richard Cheese konseri için Fransız Mahallesi’ne gittik (ki Meren de bu günümüzün başka ayrıntılarını şurada pek güzel anlatmış). Konser House of Blues denilen ünlü bir mekanda idi. Biraz erken gitmiştik, üstüne Richard Abi’nin 9.30′a kadar sahne almayacağını öğrendik. Madem yakınlardaki, Canal Place Theater’a gidelim, bir film izleyelim dedik (New Orleans’ta yabancı veya bağımsız filmler gösteren tek sinema -malesef-). Devam...
Permalink