Nisan 26, 2009 at 14:43
· Filed under Hobi, Oha
Bir süre önce bilim müzesinden aldığım yarı-değerli taşların fotoğrafını evde yaptığım soft-box’u kullanarak çekmiştim. O gün yine okumam gereken makaleler, yapmam gereken başka işler vardı ve tabi ki yapmam gerekenleri yapmamak için “dedemin ninesine bile mektup yazabilirdim”. (Bunun İngilizcesine procrastination diyorlar, hey gidi.) Her neyse, taşların fotoğrafını çektikten sonra, bu vakitler daha başka nasıl öldürülebilir diye düşünen beynim akabinde hemen yaratıcı(?) bir fikri uygulamak üzere vicuduma çeşitli emirler gönderdi, çalışma odamın dört bir köşesine dağılmış bulunan ufak tefek biblosal yaratıkları toparladım. Öyküsünü sonra uydururum diyerek aşağıdaki kareleri çektim. Devam...
Permalink
Nisan 18, 2009 at 14:48
· Filed under Ben Düygü Hanım nasılım, Doktora
Son üç gündür, labımızda çalışan hemen herkesle birlikte San Antonio’da bir toplantıdaydık. Daha önce bahsettiğim gibi bizim labda kopan kolları, parmakları nasıl uzatabiliriz sorusuna cevap arıyoruz. Yapılan araştırmanın neredeyse tamamı maddi olarak ABD ordusuna bağlı bir birim tarafından destekleniyor. Biz de bu sebeple her altı ayda bir onlara rapor vermek ve yeni fikirleri tartışmak için ülkenin bir yerinde toplanıyoruz. Devam...
Permalink
Nisan 12, 2009 at 23:09
· Filed under Doğa ve Hayvanlar, Siportif genç
ABD, doğa sporlarını seven bir insan için tam anlamıyla bir cennet. Üstelik geçmiş deneyimlerimizden biliyoruz ki, Avrupa’dan çok çok ucuz. Kamp yapmayı eskiden beri çok seven bir biyolokum kişisiyim. Küçükken ailecek çadır kampına giderdik. Hatta rahmetli Salih Dayımın horlamasını “ayı” olarak algılayıp korkudan ağlayarak annemle babamı uyandırdığım kampı hala hatırlar güleriz. Devam...
Permalink
Nisan 2, 2009 at 15:31
· Filed under Anılar 9, Bilim ve felsefe, victory is mine
Darwin sansürü ile kıpır kıpır olan medya, her gün yeni bir haber, günceme baskına gelen öfkeli evrim karşıtları derken, hayatımda neler olup bitiyor paylaşmaya pek vakit kalmadı. Devam...
Permalink