Sırtıma dört ispinoz kondu
Bizim bölümde başka bir laboratuarda doktora yapan arkadaşım Tümay’la öğlen yemeklerimizden birinde Tümay, geçen gün bizim Laura (hocası) dövme yaptırmış!, dedi. Ben senelerdir dövme yaptırmak istiyordum, ama ömür boyu vücudumun bir parçası haline gelecek dövmenin gerçekten çok seveceğim, çok orjinal ve estetik bir şey olmasını istediğimden, bir türlü karar veremiyor, cesaret edemiyordum. Tümay’ın benim üzerimde (hiç şikayetçi olmadığım, bilakis minnet duyduğum) aramızda sürekli esprisini yaptığımız bir “kötü arkadaş etkisi” var. Laboratuardan gün ortasında çıkıp alışverişe gittiğim, kahve aralarını 2 saate çıkardığım (çok nadiren!), hiç giymeyeceğim ama bana çok yakışan bir gece elbisesini almaya ciddi şekilde yaklaştığım, dev gibi bir çikolata volkanı pastası ısmarladığım anlarda “nedense” Tümay da sahnededir ve omzuma konmuş hınzır ve sevimli bir şeytancık gibi gülümsemektedir.
Nitekim, Tümay daha önce sırtına yaptırmış olduğu dövmeye eklemeler yaptırıp büyütmek için ertesi gün saat 4′te Electric Ladyland isimli bir dövme dükkanındaki Henry adlı dövme sanatçısına (evet sanatçı!) gideceğini söyledi ve benim de kesinlikle onunla gidip adamla bir konuşmam gerektiği konusunda ısrar etti. Tümaycım, dedim, bir kere saat 4′te benim labdan çıktığım görülmüş şey değil yine ayartıyorsun bak, hem ayrıca yarına kadar aklıma o hep hayalini kurduğum dövme nereden gelecek? Tümay, yaaa amaan işte Darwin’in kuşlarından filan yaptırıver ne güzel hem evrim filan, deyiverdi.
En merak uyandıran olay ise, farklı Geospiza türlerinin gaga büyüklüklerinde gözlenen ve bir kocabaş kuşununki kadar büyük gagalardan bir sarıasma kuşununki kadar küçüklere dek, hatta (eğer Bay Gould alt-grubu Certgidea’yı bu ana gruba eklemekte haklıysa) bir bülbül gagası küçüklüğüne kadar, mükemmel aşamalı bir değişimdi. Geospiza cinsi içindeki en büyük gagalar 1. resimde gösteriliyor ve en küçük gaga ise 3. resimde; fakat ortada 2. resimdeki gibi tek bir ara türün olması yerine, farklı büyüklüklerde gagalarıyla altıdan fazla tür daha var. Certhidea alt-grubunun gagası 4. resimde görülüyor. Cactornis’in gagası bir sığırcığınkini andırıyor ve dördüncü alt-grup olan Camarhynchus’un gagası ise biraz papağanımsı bir şekle sahip. Çok yakın akraba olan küçük bir grup kuşta böyle bir yapısal derecelenme ve çeşitlenme görünce insan , bu takımadada başlangıçta var olan kuş kıtlığından tek bir türün alınıp farklı yönlere doğru değiştirildiğini tasavvur edebilir. Benzer şekilde, başlangıçta şahin olan bir kuşun Amerika kıtasının leşle beslenen Polybori ofisi olma vazifesini üstlenmek üzere buraya gelmeye ikna edildiği hayal edilebilir.*
Hakkaten! Bana bu kadar oturan başka bir şey olabilir miydi? Hayvanları delicesine, kuşları ayrı bir saplantı ile seviyordum, Darwin’in efsanevi Galapagos yolculuğu sırasında farklı hayvan türlerinin birbirinden türediğinden emin olmasına ve doğal seçilim fikrini düşünmesine sebep olan pek çok Galapagos sakininden en ünlü bir tanesi ispinozlardı, hem son birkaç senemde doktora konumdan çok evrim konusunda okuyup yazarak geçirmiş gerçek bir nörddüm, yaptıracağım dövme kesinlikle bilimle ilgili bir şey olmalıydı ama estetik de görünmeliydi. Mükemmel!
İspinozların, yukarıdaki alıntının hemen altında görülen orjinal resmini Google’da basit bir arama ile bulabiliyorsunuz zaten (resim Darwin’in Beagle Yolculuğu kitabından).
Meren’e bu fikri açtığımda, kuşları böyle yan yana koymak yerine, gagaları birbirine bakacak şekilde koymak daha güzel olabilir, diye bir öneride bulundu. Bu fikir çok hoşuma gitti, zira ispinozları dövme olarak yaptıran bir başkasına rastlamıştım ve benim dövmem onunkini dövmeliydi, daha orcinal, daha güzel olmalıydı! (Bu arada bu adreste, ünlü bilim yazarı Carl Zimmer’ın “bilimsel dövmeler tükkanı” adını verdiği fotoğraf derlemesine göz atabilirsiniz, çok güzel şeyler var).
Oturup photoshop üzerinde kuşları gagaları birbirine bakacak şekilde yerleştirince, kelebeği andırdığını gördüm. Her şey daha iyiye gidiyordu. Uzaktan kelebek, yakından 4 ispinoz olan bir dövme. Ertesi gün labdan erkenden çıkıp dövmeciye koşa koşa gittiğimi söylememe gerek yok sanırım.
Benim yanımda götürdüğüm tasarım şuydu:
Henry’ciğimin sırtıma kondurduğu enfes dövme ise işte şu oldu:
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, dövme fikrinin ortaya çıktığı akşam evde Richard Dawkins’in son kitabı “The Greatest Show On Earth”ün çevirmeye başladığım 9. bölümünde, bu yazının en başındaki alıntının bir kısmını kullanan Richard Dawkins, Darwin’in ispinozlarından bahsediyordu.
Bu arada evet, doğru okudunuz! Uygar, İstem, Kahraman ve ben, Richard Dawkins’in bu harika kitabının çevirisini tamamlamak üzereyiz. Kuzey Yayınları’ndan çıkacak olan bu kitap ve son aylarda bu blogu ihmal etmeme sebep olan diğer gelişmelerden bahseden bir yazıyı da hafta içinde yazacağımı umuyor, aynada sırtımı seyretmek üzere sizleri İnternet’le başbaşa bırakıyorum.
Not: Henry’nin yaptığı diğer dövmeleri şu adreste isminin üzerine tıklayıp portfolyosuna bakarak görebilirsiniz. Bu da kendisi:
*Kaynak: Darwin, Charles (1845), Journal of researches into the natural history and geology of the countries visited during the voyage of H.M.S. Beagle round the world, under the Command of Capt. Fitz Roy, R.N. 2d edition, London: John Murray .
NOT: Fotoğraflar tabi ki A. Murat Eren – yeni aldığı ve aşık olduğu objektifi düşürüp kırmadan hemen önce :((
JuVeNiL said,
Ekim 18, 2009 @ 14:44
bir arkadaşım friendfeed e gir diye tuttturup durdu kaç haftadır,iyi ki girmişim ..Böyle blogları göremicektim..
Ben de biyolokum,ben de tabiki evrimi destekliyorum,günün birin de ben de dövme yaptırmak istiyorum ve bu kadar mükemmel olmasını istiyorum .. Ben de Richard Dawkinse bayılıyorum.. :) Sevgiler..
Baris Ozyurt said,
Ekim 18, 2009 @ 14:50
nefis olmus! tebrikler.
Faruk Ahmet said,
Ekim 18, 2009 @ 15:03
ÇOK güzel olmuş Duygucum. Dövme işi zor, kimi biliyorsam en az 3′te 2′si pişman oldu yaptırdıklarından (yok periler yok kalpler… böyle salak şeyler yaptırırsan olursun tabi) ama seninki “olmuş” bence. Güle güle at havasını.
Ben de zamanında, dövme değil ama, kız arkadaşımın doğumgünü için aldığım hediyenin pakedini kendim yapmış, kraft kağıdı üzerine isimlerimizin Arap kaligrafisiyle (olduğu kadar) yazılışını kelebek şeklinde tanzim etmiş, baya sükse yapmıştım, o aklıma geldi :) Hey gidi gençlik…
Arda said,
Ekim 18, 2009 @ 15:39
Pek cici olmuş. Güle güle kullan.
Şu haliyle değil de, birkaç gün sonra daha da güzel durucaktır.
B. Duygu Ozpolat said,
Ekim 18, 2009 @ 15:41
JuVeNİL ve Barış Bey’ciğim, çok teşekkür ederim :)
Faruk Ahmet, Arap kaligrafisiyle kelebek harika ama yav! Hatta gayet bir dövme fikri de olabilir bak şimdi düşündüm de.
Elif said,
Ekim 18, 2009 @ 16:01
dahiyane fikirler ustuste gelmis, henry de muthis bir is cikartmis dogrusu. vallahi cok etkilendim, muthis!
içten said,
Ekim 18, 2009 @ 16:29
ya süper bir dövme fikriymiş bu.
Hailsematary Beyefendi said,
Ekim 18, 2009 @ 16:42
Pek bir leziz, anlamı ve şekli itibariyle tabiri caizse “cuk oturmuş”.. Meren’in önerisiyle daha da bir “dadından yenmiyi” olmuş bence, mutlu günlerde kullanınız efenim :)
Kitabı da merakla beklemekteyiz, yerinde yapılan çeviriler orjinali kadar tad verebilmekte çünkü..
Çeviriyi internetten yayınlama gibi bir durumunuz olur mu, bilmiyorum ama Türk Telekom tarafından yasaklanması dileklerimle(!) diyorum.
Sevgi, saygı, esenlikler efendim!! :)
tumay said,
Ekim 18, 2009 @ 17:57
“kotu arkadas etkisi” :)
B. Duygu Ozpolat said,
Ekim 18, 2009 @ 18:01
İşte kötü arkadaşlar böyle dövmelerin ortaya çıkmasına filan etki ediyor :)
Arman said,
Ekim 18, 2009 @ 21:56
Süper olmuş, sanırım uzun zamandır gördüğüm en anlamlı dövmelerden. Az acılı ve sorunsuz iyileşme/kabuk atma dönemleri sana.
Richard Dawkins kitabı içinse, şimdiden minnettarlıklarımı iletirim.
Melikeadlıkişi said,
Ekim 19, 2009 @ 03:59
Nefis olmuş, çok yakışmış. Düygüm biraz acı ve iyileşme sürecinden bahset ki cesaret isteyen kimi acısevmezdövmesever kişiler de gaza gelsin :)
beyza said,
Ekim 19, 2009 @ 04:56
çok güzel olmuş ama kanı görünce acımış gibi geldi :-(
Nesobaby said,
Ekim 19, 2009 @ 09:46
İlk başta yanyana gagalar aynı tarafa bakarken yok canım aman yaptırma sakın dedim içimden , sonra gagalar birleşince kelebek hali daha bir makul göründü. Ama adam süper iş çıkarmış yani kendinden de katmış sanki çok orjinal olmuş güle güle kullan yeni sırtını iyi ki yaptırmışsın :))) ama kanlar falan ayy yok yaa korktum :) çok acıdı sanırım .Gerçi bende piercingim için göbeğimi diri diri deldirmiştim şimdi olsa uyuşturmadan yaptırmam haaa :)
Düygü said,
Ekim 19, 2009 @ 10:14
Acı konusu şöyle, o kadar da korkunç acımıyor, Tümay “0.5 uçlu kalemi derine bastırarak sürtüyorlar gibi” demişti, hakkaten ona benzer bir his. Keyifsiz bir his ama dayanılmayacak bir şey değil bence kesinlikle. Bir de tabi yapan kişinin eli hafif ya da ağır olabiliyormuş. Henry’ciğim sağolsun süper bir insandı. Bir de benim bu dövme gocemen oldu, daha küçüğü daha bile kolay olur. 1 saat sürdü bu.
Dövmeyi yaptırdığımdan beri vücutta bi şaşkınlık var, biraz “ne olduk, hasta mı oluyoruz?” şeklinde. Henüz kabuk bağlamaya başlamadı. 2 saatte bir kokusuz krem sürüyorum (kokulu kremler acayip yakıyor, aman diyim).
Bu arada alakasız bir konu: meğersem burada dövme için ödenilen paranın yanında bir de dövmeciye %20 bahşiş bırakmak gerekiyormuş, ama bu durumdan habersiz olan bendeniz adama bu muhteşem dövme için hiçbişey vermeden çıkıp gittim tükkandan. Zarfla gönderip “Türkiyeli bi öküzüm ben Henry, biz bahşişten filan anlamazık” diycem.
Anonim Blitz said,
Ekim 19, 2009 @ 15:15
Harika harika başta pek güzel olacak gibi gelmemişti ama resimleri görünce tatmin oldum :) gayet orjinal,hoş daha sık blog entrysi bekliyoruz bunu saymadık gene bekleriz.
Ayrıca dövme bağımlılık yapıcıymış devamı gelir mi acaba :)
A. Murat Eren said,
Ekim 19, 2009 @ 15:25
Vallahi Duygu devamını getirir mi bilmiyorum ama ben o kadar özendim ki hemen bir tane yaptıracağım vallahi..
Duygu said,
Ekim 19, 2009 @ 15:31
Bilemiyorum devamı gelir mi, yine bu kadar hariga bir fikir olması lazım belki o zaman :)
Meren, bence doğru dövmeyi bulana kadar beklemelisin :)
di said,
Ekim 20, 2009 @ 04:38
Yazıyı okurken fikir vs.yi beğenmiştim. “Ne güzel bak tam kendine göre bir şey tutturabilmiş, üstelik estetik de” demiştim. Ama beni en çok etkileyen, dövmenin son haliydi. Henry gerçekten leziz çalışmış yahu. Ve diyorsun ki 1 saat. İnanamadım (daha uzun sürmüş olacağını sanmıştım). Lütfen utanma, sıkılmayı boşver, ver adamın bahşişini. :)
Düygü said,
Ekim 20, 2009 @ 08:55
Ah Di’ciğim, kesinlikle adama bahşişini vermeden rahat uyku uyuyamayacağım zaten! Dövmeye bakıp her “ayyyy ne kadar güzel olduuuuu” deyişimin akabinde, “hayvanım ben, öküzüm, off çok ayıp” diye içim sıkılıyor. Cuma günü gidiyormuş Tümay, zarfla göndericem hakkaten bi özür notu ile birlikte, “u’r the bessss” yazıcam :)
lika said,
Ekim 20, 2009 @ 14:07
hem de ben evimde yillarca ve onlarca ispinoz besledim ! cok kiskandim. bu kadar.
Duygu said,
Ekim 20, 2009 @ 14:12
Lika, ispinoz beslemiş olmak, sırta dövmesini yaptırmaktan daha kıskanılacak bir şey bence!
Can said,
Ekim 20, 2009 @ 15:38
ciao ragazzi…
nerd bir dövme yaptıracağım diye sarmallar marmallar geldi aklıma aman dediydim ama cidden on numero bi dövme olmuş kendisi.. sırtında paralansın :P
biraderim dövmeci çıraklığı yapmaya başladığından beri dövmeler konusunda algıda zıçıcılık yaşıyorum, ne gadder çok insanda dövme var yauu.. bu son zamanlarda gördüğüm en orjinallerden :)
dikkatimi cezbeden bişi de dövme modaları, verdiğin sayfadaki fotolara baktım da biraz, burada biraz daha metalci işi hala dövmeler (dark art, beaah), orada daha karikatürvari (kuvvetle muhtemel hip hop kültürü) modeller moda… (herneyse, biraderin tükkan http://www.darkgatetattoo.com/, ustasının işlerini görebilirsin)..
ahmet ya, nasıl kırarsın objektifi… nasıl?!.. nasıl?!
öperim sizi ailecek..
Duygu said,
Ekim 20, 2009 @ 15:46
Valla inkar etmiyorum, direk çevremden özendim de yaptırdım dövme :) Yani hakikaten daha bir popülerleşiyor olabilir. Ya da, artık iş güç sahibi olmuş arkadaşların var, dövme yaptıracak paraları var, o yüzden bu kadar çok insanda dövme görmeye başlamış olabilirsin.
Senin biladerin ustası da baya yetenekliymiş. :)
biz de öperiğz ailecek!
meren said,
Ekim 20, 2009 @ 16:36
Can,
Hocam senin usta da gerçekten çok yetenekli imiş, maşallah diyorum. Yalnız düzeltmelere bakarken o façalı kol üzerindeki zottirik akrep dövmesini bir adet çiçek dövmesine dönüştüren abimize çok güldüm. “Dur ben şunu adam edeyim” demesini de taktir etmedim değil (aynı şekilde koluna K. Atatürk imzası attıran sonra da üstüne çiçek yaptıran ablamız, selam olsun sizlere).
Bir de ne o öyle hakikaten herkeste bir şeytan, kuru kafa, melek eğilimi yahu. Biraz orijinal olun gençler. Güzelim dövmeciye yaptırdıkları işlere bak :/
Neyse. Lensi düşürdük efendim. Gitti caanım 85mm. Önümüzdeki maçlara bakacağız artık.
Betul said,
Ekim 20, 2009 @ 19:43
Duygu, dovme super. Ben de bu sene iki defa dovmecinin kapisindan dondum, bi dahaki sefere de donersem kelimenin tam anlamiyla dovulucem :) Dolayisi ile 3. gidisim son olmali. Ben de DNA helixi yada tree of life arasinda gidiyorum ama madem boyle kotu arkadaslarin varmis, bana da yapsin bi kotuluk! Yaratici onerilere acigim, beklerim :)
efran said,
Ekim 20, 2009 @ 20:30
gerçekten harikulade olmuş, hayırlı olsun!
Can said,
Ekim 21, 2009 @ 13:48
bu arada bir anektod, izmir’de bir dövmeci atatürk imzasını bedavaya yapıyor..
canım izmir’im.. :)
esra said,
Ekim 22, 2009 @ 05:58
çok orjinal bir dövme olmuş bayıldım. 5 dk önce Meren’in blogunu okudum. Bu kırılan objektif o objektifse içim cız etti resmen :/
tanla said,
Ekim 22, 2009 @ 09:33
Çok güzel olmuş ama! Herkes en azından “Miami İnk’”te anlatacak kadar hikayesi olan bir dövme seçmelidir. Evet! Güle güle kullan Duygu Hanım:)(sırt iyi seçim aaa dövmene bakayım dedikleri zaman aa evet benim bir dövmem vardı diyerek çok sıklıkla hatırlayıp sevinebiliyorsunuz:)
Anonimsel said,
Ekim 22, 2009 @ 12:41
Ayrıca bu blog entrysi ile biyolokum okurlarının ne kadar magazinsel,eğlenceye,kişisel güzelliğe düşkün olduklarını gördük bakınız önce yazılan entry gayet lab falan :D yorum sayısı 6 bunun 30
Duygu said,
Ekim 22, 2009 @ 14:36
Yav hakkatten değil mi, gittim emek emek fotoğraf çektim yazısını yazdım, kimse ilgi göstermedi o zavallı lab yazısına :)
Ama bu dövme de hakediyor bunca ilgiyi :)
meren said,
Ekim 22, 2009 @ 22:56
Esra evet, o objektif bu objektif :(
annecik said,
Ekim 31, 2009 @ 05:14
nedense anneler çocuklarının dövme yaptırmalarına hep karşı çıkarlar..ama ben zaten “aykırı”bi anne olduğumdanmıdır nedir,pek beğendim yafrucuum…çok güzel olmuş.gençolsaydımdı,şööle gösterilecek bi yerlerim olsaydındı ben de yaptırırdımdı:)))
Düygü said,
Ekim 31, 2009 @ 15:00
Sırtına yaptır :) Kendin çizersin hem, ne güzel de çizersin :)
İsmail said,
Kasım 8, 2009 @ 12:08
Çok güzel olmuş yahu!
Hilal said,
Kasım 10, 2009 @ 10:05
Selam Duygu. Bayıldım, bayıldım, bayıldım, harika. Benimde böle bir şeye ihtiyacım var ruhum için. Bakalım ruhumu ne zaman şenlendireceğim..Güle güle kullan. Bence hiç bir zamam pişman olmayacaksın. Hakikaten çok orjinal. Seni ve sevdiklerini yansıtan bişi olmuş.Dizaynıda çok süper.Darısı bana diyorum başka bişi demiyorum.
Sevgiler
Duygu said,
Kasım 11, 2009 @ 13:46
Dövme sayesinde ünlü oluş:
:)
http://blogs.discovermagazine.com/loom/2009/11/08/the-four-finches-science-tatoo/
http://www.needlesandsins.com/2009/11/tattoo-news-review-18.html
http://thedame.tumblr.com/post/238790646/darwins-finches-as-a-butterfly
Hilal said,
Kasım 12, 2009 @ 09:57
Hakikaten de ünlü olmuşsun yahu….:))
Ama hakikaten orjinal. Yukarıda arkadaşında belirttiği gibi. Kalp çiçek,şeytan filan gibi değilki. Bencede benzeri olmayan bişi. E dövme severler tabiki görmüşlerorjinal fikri gösteriyorlar gere gere. Tekrar tebrikler..
yagmur said,
Kasım 13, 2009 @ 19:22
cok guzel.
betül karaz said,
Aralık 7, 2009 @ 10:58
mehaba ben deniz köşkleri.ö.o okuluna gidiyorum ve sınıfım 7/E
bu gibi döğmeleröok hoşuma gidiyy ama anem izin wermiyy uyüzden ben de onlardan gizli yaptırdım bu dömenin aynısını fakat adam omzumu kanattı salak şey .. adam bunun birdaha tekrarlanmayacağını süledi.. ama ewe gitimde daha fazlakanadıwe bu nu dikkate almamaya çalıştı m… sabah omzumda mütiş bi arıyla uyandım sona annem odaya daldı bene boynum ağryy dedim anneme … aneme ( derken yataktan kalktım) we annem çığlık attı yatama bakarak … bende hemen yata döndüm ve yataığın han ila dolduğunu gördüm anneme aç çabuk omzunu die bağırdı … ben açmak istemedim ilk önc e döver die sonara babana sölerim die tehtit etti … ozaman açtım ve o mütiş acıyı daha çok hisseti m.. soan a doktor fln derken okula arkadaşa bakkala gitme yasağı aldım we odam da kilitliğim şun an :((
betül karaz said,
Aralık 7, 2009 @ 11:02
tabiki bu bir şaka bhöhöhöyyyttt XD XD XD XD XD XD
B-D B-)
betül karaz said,
Aralık 7, 2009 @ 11:03
ey türk kadını birin ci vazifen kocanı sewmektir… ikinci wazifen kocanın ayaklarını yıkamaktır.. en büyük hazinen kocan dır … seni bu hazineden merhum etmek isteyen kaynana n dır …. XD
Duygu said,
Ocak 7, 2010 @ 12:42
Ünlü olmak: http://www.boingboing.net/2010/01/07/gallery-of-science-t.html
Meren'in Fotoğraf Günlüğü » Blog Archive » Çok Yoğun Olduğumuzda Ne Yaparız? Yaşamak Şakaya Gelir mi? said,
Kasım 19, 2010 @ 18:08
[...] Tabi benim dövmemin Duygu’nun muazzam dövmesi ile kıyaslanamayacağının da farkındayım. Dövme deyince onu anmadan duramadım. Aşağıdaki fotoğrafı kendisinin bu özgün tasarımına yer vermek isteyen ve yakında çıkacak olan bir kitapta yer alması için çekmiştim, Duygu’nun dünyanın en güzel dövmesinin hikayesi de burada: Sırtıma dört ispinoz kondu. [...]
Çok Yoğun Olduğumuzda Ne Yaparız? Yaşamak Şakaya Gelir mi? « said,
Kasım 29, 2010 @ 08:58
[...] Tabi benim dövmemin Duygu’nun muazzam dövmesi ile kıyaslanamayacağının da farkındayım. Dövme deyince onu anmadan duramadım. Aşağıdaki fotoğrafı kendisinin bu özgün tasarımına yer vermek isteyen ve yakında çıkacak olan bir kitapta yer alması için çekmiştim, Duygu’nun dünyanın en güzel dövmesinin hikayesi de burada: Sırtıma dört ispinoz kondu. [...]
Biyolokum said,
Haziran 21, 2011 @ 07:38
Yine ünlü olmak: http://www.reddit.com/r/atheism/comments/i4b35/rscience_was_not_enthused_i_enjoy_its_subtlety_pic/
OHAi Reddit! :)
kerem said,
Ekim 4, 2011 @ 01:31
dövme harika anne müthiş blog tam bana göre geç tanıştım çabuk sevdim zor vazgeçerim…
Duygu said,
Ekim 4, 2011 @ 07:28
:) Hoşgeldiniz efem.
kerem said,
Ekim 4, 2011 @ 13:13
:) hoşbulduk ama sizi derhal oluşturduğunuz hayran kitlenize karşı daha duyarlı olmaya davet ediyorum, yeni yazılarınız nerdeee:)))
Biyolokum said,
Ekim 4, 2011 @ 13:46
Çok haklısınız efenim, hayran kitleme karşı son derece mahcubum ama hayat giderek yoğunlaşıyor durduramıyoruz :)
kerem said,
Ekim 4, 2011 @ 15:24
farkındalık varsa sorun yok… bahaneler bizi sizden sizi bizden çokta fazla uzun tutumaz ben ümitlendim…
kerem said,
Ekim 4, 2011 @ 15:26
kolay gelsin :)
kerem said,
Ekim 4, 2011 @ 15:50
uzun demek uzak demek unutmadan:)
Yasemin SANCAR said,
Ocak 26, 2012 @ 17:03
Dövmeniz çok güzel olmuş, bu sene evrim sempozyumunda da buna benzer bir tasarım kullanıldı ama sizinki çok daha güzel:))
http://bilimselinsan.wordpress.com/2011/10/20/3-evrim-bilim-ve-egitim-sempozyumu/
çılgınn kız said,
Şubat 9, 2012 @ 05:09
muhteşem olmuş çok beğendim dövme modellerine karar vermeye çalışıyordum ve bunu çok beğendim yaptırsammı acaba ? :) peki anlamı ne biliomusunuz?
Biyolokum said,
Şubat 9, 2012 @ 11:47
Bence yaptırma. Çünkü belli ki yukarıdaki yazıyı okuyup dövmenin ne anlama geldiğini okumayacak kadar üşengeç ve ilgisizsin, o yüzden LÜTFEN yaptırma. :(
Ben bu dövmenin fotoğraflarını internete koyduğum zaman başkalarının da dövmeyi yaptırmak isteyecekleri gerçeğini göze almıştım. Nitekim bildiğim kadarıyla yaptıranlar oldu. Ama ne zaman ki senin gibilerini görüyorum o zaman verdiğim bu kararı ciddi bir şekilde sorgulamadan ve minicik de olsa bir pişmanlık hissine kapılmanın eşiğine gelmeden edemiyorum.
İki nefes alıyorum, insanlık diyorum geçiyor sonra. Ama oluyor işte…