Yazamadıysam sebebi var…

Hem de o kadar çok sebebi var ki, üç blog olur, bi kitap olur. Ben de kitap olsun istiyorum, buna karar verdim. Kim bilir ne zaman. İnşallah, maşallah.

Bir yandan doktorayı bitirdim (alkışşşş). Geçtiğimiz Aralık ayına tekabül ediyor bu hadise. Şimdi zaman zaman bana gelen resmi mektupların “Dr. Duygu Özpolat” olarak postalanmış olması dışında pek değişen bir şey yok gibi. Aslında değişen şey çok da, o “d” ve “r” harfleri ile insan böyle bir seviye atlamış, bölüm sonu canavarı dövmüş gibi filan hissetmiyor. Yok aslında biraz hissettim, ama hemen geçti :)

Velhasılı, çok sevdiğim Avenue Q müzikalinde de söylendiği üzere “There is life outside your apartment“. Ben internetlerden, bilgisayarlardan elimden geldiğince uzak durup, gerçek kağıtlara defterlere yazmakta bulduğum tadı hiçbir şeyde bulamayıp anladım ki, zaman zaman da (ama her zaman değil) eski kafalı bir romantiğim. Paris’e yolum düştü de, bir Molière edasıyla Notre Dame katedralinin karşısında bir kafeye oturup krem bürüle yiyip, kafe krem içtim, defterime hayatımı not ettim. Yaptım bu klişeyi, ama hakkaten de güzel yazıyordum, haketmiştim. Derdim çoktu, derdimden köklenen diyeceklerim çoktu.

Buralara yazamadım çünkü hem, artık pek o kadar da umursamadığım, doktor ünvanını hakedebilmek için tez yazıyordum, hem de kabuk değiştiriyordum. Ama ne kabuk değiştirmek.

Şimdi söylemek istediğim çok şey var. Belki birer birer söylemeye başlarım bir kısmını, belki yine uzun bir sessizliğe gömülürüm. Ama gerçek olan bir şey var ki bu blog eskisi gibi olmayacak, ama kötü bir şey değil bu. Her şey değişiyor işte.

Bu yazıyı böylece yollayayım ki, şu bloglayamama laneti bir kırılsın. Gerisi de gelir diye umuyorum. Hepinizin kedi canını…

Hamiş: ben takip edemedim, nedir şimdi YouTubu olsun, Gugıl hizmetleri olsun, açıldı mı bunlar? Picasa’yı kullanamıyorum fotoğraf koymak için bloga diye de küstüm biraz ben bu alemlere ne yalan söyliyim :)

Şu da deneme fotoğrafı olsun, bi ara belki ne olduğundan bahsederim. Türkiye’den bu fotoyu görebilenler bi parmak kaldırsın bakim:

Foto: Biyolokum kişisi

  • Share/Bookmark

10 Yorum »

  1. Necdet Yücel said,

    Mart 11, 2011 @ 02:14

    Fotografı görüyoruz ama renkleri yok ;)

  2. Aziz Saltık said,

    Mart 11, 2011 @ 03:21

    Kitap olsun, mutlaka olsun. Güzel şey kitap ne olursa olsun. Bu arada fotoğraf beyaz fon üzerine sol köşede görünen küçük kırmızı bir çarpı fotoğrafı değilse görünmüyor. (Even behind seven proxies)
    Selam & Sevgiler

  3. sutlukahve said,

    Mart 11, 2011 @ 03:24

    Gördük, biat ettik!

  4. Ceren said,

    Mart 11, 2011 @ 04:45

    Gördük, merak içerisindeyiz.

  5. Muge Cerman said,

    Mart 11, 2011 @ 11:03

    Doktorcugum fotograf pek leziz, yazilarini uzun aralikli da olsa, okumak icin heyecanla bekleyen okurlarin oldugunu unutma :)
    Sevgi ve ışıkla kal…

  6. Biyolokum said,

    Mart 11, 2011 @ 12:07

    İlginç, bir tek Aziz Bey göremiyor. Neden ki acaba?

    Müge Çerman’cığım, çok teşekkür ederim, bu yazı ile zincirlerim kırıldı gibi hissediyorum. Bakalım yazacak gibiyim.

  7. uğur said,

    Mart 12, 2011 @ 06:06

    aslında aziz bey’e buradan bir destek vermem gerektiği kanısı içindeyim. lakin olmayacak duaya da amin dememem gerektiğini öğretti anneannem. sürekli ceryan yaptığı için antrenin kapısını kapatmamı söylerdi. sanırım bir sebebi vardı..

    efendim yalan yok ben de gördüm. aziz bey’e destek vereyim derken sürüklendim iş bu cemaatin peşinde.iyi de oldu, güzel de oldu.

    bek-li-yo-ruz.

  8. Aziz saltik said,

    Mart 14, 2011 @ 16:03

    Evden ben de görebiliyorum, isyerindeki afacan İT personelinin marifeti olabilir kanaatindeyim. Fotograf leziz belirtmeden gecmeyeyim.
    Selam ve sevgiler.

  9. erengul ozmen said,

    Kasım 25, 2015 @ 09:35

    duygu hanimcim arada yazsanizda yinede uzun sessizliğe gomuluyorsunuz burada ilk ışıkları cakmis artik eskisi gibi olmayacak demissiniz zaten 4 yil once …belki siz anlayamasanizda sizin yazilariniz o kadar iyi geliyor ki bana ..artık surekli eski yazilarinizi donup donup okudugum icin ondandir buralara yorumum ama inanin sizin yazilarinizi heyecanla bekleyen en az bir kisi var Eskişehir de :)

  10. Biyolokum said,

    Aralık 10, 2015 @ 12:22

    Sevgili Erengül, keşke vakit ve istek olsa da yazabilsem. İlgine sevgine çok teşekkür ediyorum. Buraya yazmak için ayrılmayan vakitler, sizlere sanat, (belki ileride bir kitap), ve bilimsel makale olarak geri dönüyor/dönecek. Sevgiler

RSS feed for comments on this post · TrackBack URI

Yorum yapın