Sıkça Sorulan Sorular

Zaman zaman doktora ve yurtdışında yüksek lisans konusunda arkadaşlarımdan, arkadaşlarımın tanıdıklarından ve hatta blogumdan beni takip eden ama tanımadığım kardeşlerimden e-postalar alıyorum. Bu e-postalara elimden geldiğince ayrıntılı cevap vermeye çalışsam da (zira ben de zamanında onlar gibi sorular soruyordum) kimi zaman aynı sorulara cevap vermek sıkıcı hale geliyor ya da yoğunluktan dolayı vakit bulamadığım için cevap vermekte zorlanıyorum.

Yapmak istediğim şu: Bu konu hakkında daha önce bana yazıp cevap alamamış arkadaşlar ya da bu yazdıklarımı görüp “aaa benim de soracaklarım vardı” diyenler aşağıya yorum olarak sorularını yazsınlar. Ben bu sorular biriktikten sonra onları topluca cevaplayayım. Bundan böyle bana sorusu olan önce buraya baksın. Soracağı soru henüz cevaplanmamış ise o da yorum olarak girsin.

Soruların cevaplarını şu sayfada yayınlamaya başlayacağım. Cevapları girmeye başlayınca bunu sizlere buradan duyuracağım.

Sizlere yardımcı olmak ve bunu hepimiz için en verimli biçimde yapmak istiyorum :)

Danışman Biyolokumunuz, Kahramanınız Düygü

  • Share/Bookmark

19 Yorum »

  1. meren said,

    Kasım 22, 2009 @ 22:52

    Daha önce sana sorularla başlarsın yavaştan diye tahmin ediyorum.

    Bu arada bir önerim var. Bu projeyi yavaş yavaş daha geniş katılımlı bir kaynak haline getirebilirsin belki. Yani sadece farklı kişilerin sordukları sorulara yanıtlar vermekle kalmaz, Türkiye’de ya da yurt dışında doktora yapan kişilerin de yanıtlarına yer verebilirsin.

    Böylece hem soru soran insanlar daha fazla deneyimden feyiz almış olurlar hem de başkalarının deneyimlerinin de insanlara ulaşması için merkezi bir platform oluşmuş olur.

    Her koşulda pek faydalı olacağa benziyor :)

  2. elifcan mehekli said,

    Kasım 23, 2009 @ 16:26

    merhaba duygu abla.

    ben de uzun zamandır aslında birilerine bu konuda danışmak istiyorum fakat insanların da artık bu soruları yanıtlamaktan sıkılmış olabileceklerini düşündüğümden açıkçası çekiniyordum :) o yüzden böyle birşey bana ilaç gibi geldi, teşekkür ederim :)

    o zaman ben sorularımı sıralayayım mı? :)
    1. amerika’da herhangi bir yere yüksek lisans yapmak isteğiyle başvurduğunuzda ne gibi koşullar arıyorlar?
    2. burslu okumak istediğinizde ne arıyorlar ve burs imkanları ne durumda?
    3. hem yüksek lisans yapıp hem çalışmak isterseniz, örneğin kendi okuduğunuz okulda asistanlık vs gibi iş imkanları var mı? ya da kendi okulunuz dışında da çalışıp bir yandan yüksek lisans yapma imkanı var mı?
    4. çift ana dal/yan dal yaptığımda daha kolay kabul edilme&burs alma ihtimalim var mı?

    şimdilik aklıma geliverenler bunlar. şimdiden çok teşekkür ederim, gerçekten ben de çok faydalı olacağına inanıyorum, çünkü bu tür konularda güvenilir ve işe yarar cevaplar bulmak çok zor.

    iyi çalışmalar.

  3. efran said,

    Kasım 25, 2009 @ 18:04

    çok iyi oldu bu ya, bende ne zamandır düşünüyordum,şöyle müsait bir zamanda = ) ,düygü hanıma sorularımı sorsam diye, elinize sağlık gerçekten çok faydalı olacak.

  4. Düygü said,

    Kasım 25, 2009 @ 18:18

    Meren, evet başkalarının da cevaplar vermesi çok güzel olur, zira ben kendimden yola çıkarak yazacağımdan, vereceğim bilgiler her durumu kapsamayacak ve sınırlı olacak.

  5. Betul said,

    Kasım 29, 2009 @ 22:35

    Duygu, doktoraya basladiktan sonra dikkat edilmesi gereken seyleri (danisman hoca secmek, yeterlilik sinavi vs.) iceren bir “yasadiklarimdan ogrendigim birseyler var” kosesi acilmasini da arz ve talep ediyorum.

  6. Düygü said,

    Aralık 2, 2009 @ 20:11

    Betülcüğüm, bu yorumunu kaçırmışım, “yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” temalı köşeyi açıyorum ve senin katkılarını bekliyorum :)

  7. elifcan mehekli said,

    Aralık 3, 2009 @ 15:01

    Duygu abla,

    Cevapları gördüm, sonunda böyle somut bilgiler edinebildiğim için mutlu oldum. Diğer yandan da bu kadar zor olduğunu görmek gözümü korkutmadı değil :) Özellikle de ingilizce ile ilgili yazdıklarından dolayı, çünkü ben de aynı şekilde çeviriler yapıyorum ve ingilizcemin çok iyi olduğunu düşünüyordum. Bir de sosyal bilimlerde daha farklı yürüyen şeyler var mı, çünkü ben antropoloji öğrencisiyim. Anladığım kadarıyla tek başına master için Amerika’yı düşünmek pek mantıklı değil. Peki master’ı Türkiye’de yapıp doktora için Amerika’ya gelsem, bahsettiğin okul içi alınan “maaş” tarzı gelirlerle geçim sağlayabilmek mümkün mü? Çünkü öyle çok zengin bir aileye sahip değilim :)) Tekrar çok teşekkür ederim bizlere yardımcı olabilmek için zamanını harcadığın ve çaba sarfettiğin için :)

    Kolay gelsin. İyi çalışmalar.

  8. B. Duygu Ozpolat said,

    Aralık 3, 2009 @ 15:35

    Elifcan,

    Evet sosyal bilimler için farklı yürüyor olabilir bu işler. Bunu ayrıca araştırman gerekebilir. Neticede ben sadece kendi deneyimimden yola çıkarak kısıtlı bir çerçeveden yazıyorum.

    Bana kalırsa, Türkiye’de master yapıp daha sonra doktoraya başvurursan şansını oldukça artırmış oluyorsun. Zira o zaman tamamen deneyimsiz bir yeni mezundan ziyade biraz araştırma yapmış biri olarak çıkıyorsun karşılarına.

    Doktora için geldiğinde eğer sana asistanship verirlerse (yani yazıda bahsettiğim research, graduate ya da teaching asistanship kadrıolarından birini alırsan) o zaman zaten onların maaşları o gideceğin şehirde geçimini sağlamana yetecek şekilde hesaplanıyor. İlgilendiğin bir bölüm varsa onların web sayfasında öğrencilerden sorumlu sekreter vesairenin bağlantı adresini verirler. Bir mail atıp onlara da sorabilirsin.

  9. elifcan mehekli said,

    Aralık 4, 2009 @ 12:05

    Sevgili Duygu Abla :)

    Çok teşekkürler yanıtın için. Henüz 2. sınıf olmama rağmen şimdiden heyecanlanıyorum.Fakat artık en azından belirsizlikleri ortadan kaldırdığın için artık daha rahatım ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Eminim benim gibi hisseden birçok insan vardır. Hepsi adına teşekkür ediyorum.

    İyi çalışmalar. :)

  10. Seda Akay said,

    Aralık 19, 2009 @ 16:48

    Efendim şimdi soracak edecek onlarca şey var elbette ancak şu an itibariyle bünyemde en çok heyecan yaratan, kalp çarpıntılarına sebep olan, acaba nedir nedir diye sorduran konu yarım saat önce öğrendiğim toefl sonucum. Sosyal bilimler alanında “graduate degree” programlarına bakan eden bir kişiyim. Olacağı konusunda umut beslemesem de pek bir hevesle başvurduğum bir güzide okul; reading listening bölümlerinde an az 26′şar, speaking writing bölümlerinde en az 24′er ile toplamda 105 gibi bir toefl sonucu istemekteyken ben tek tek bölümlerde alt sınırlarından aşağı düşmesem de 103 almışım. Siz daha tecrübeli insanlara da danışmak istedim. Bu sınava bir daha girip onca parayı bir daha bayılmaya gerek var mı, yoksa “Sen önce diğer gereklilikleri oldur da iş toefl’a kalırsa 2 puandan bir şey olmaz.” mı?

    Bu sorunun cevabı da benden başka kimin işine yarayacak bilmiyorum ama bu kadar yazdım, göndereyim. “Yurtdışında yüksek lisans / doktora başvurularında toefl sonucu ne kadar etkili? Okulların öngördükleri puanlardan ufak sapmalar kabul sürecine büyük zararlar verir mi?” diye soruyu da daha genel bir çerçeveye taşıyabiliriz belki.

    İlginiz, alakanız için şimdiden teşekkür ederim…

  11. B. Duygu Ozpolat said,

    Aralık 19, 2009 @ 21:32

    Seda ben “sözelci” değilim ama, malesef haberler kötü. Eğer adamların gerekli diye listelediği diğer konularda acayip süper değilsen (mesela ortalama en az 3.5 diyorlar ama senin ortalaman 4.0dır, okul birincisisindir vesaire) TOEFL’dan onların koyduğu alt sınırın da altında bir sonuç aldıysan, kabul edilme olasılığını çok çok aşağılara çekiyorsun demektir. Yani, bana kalırsa güzelce çalışıp sınava tekrar girsen iyi edersin. Üstelik hedefin onların belirlediği alt sınır değil TOEFL’dan alabileceğin çok çok yüksek bir puan olmalı.

    Bir de şu yazıyı okudun mu? Aslında bu sorduğun sorunun cevabı orada var: http://www.biyolokum.com/2009/12/yurtdisinda-sosyal-bilimler-alaninda-doktora-basvurulari/

    Bu yazıyı okudun da gözünden kaçtığı için bu soruyu sorduysan hiç problem değil. Fakat buradaki yazıları okumadan sorular soruyor isen şu zavallı bendenizin azıcık boş vaktini bu şekilde çaldığın için suçluluk duyacaksın diye umuyorum :) Biyolokum’un laneti böyle tembel okurların üzerine olsun :) (Dediğim gibi birinci koşun geçerli ise bu sözlerimi üzerine alınma)

  12. Seda Akay said,

    Aralık 20, 2009 @ 19:15

    Hehehe! :) İlk çıktığı anda taze taze okumuş, varlığımın bir excel tablosundaki sayılar şeklinde ifade edildiği gerçeğiyle yüzleşince bir de moralimi bozmuştum. :) Yoksa caglar10ur rumuzlu çevrimiçi şahsiyet daha benim RSS okuyucum kendine gelememişken “Biyolokum yurtdışında doktora için SSS köşesi açmış.” diye haber verdiğinden beri ailecek daha bir takıntılı biçimde takip ediyoruz efendim sizi. Tabii Türkiye’deki çoğu yüksek lisans öğrencisi gibi danışman hocasının yüzünü ayda yılda bir görebilen, verdiği tez savunmadan önce jüri tarafından okunursa kendini şanslı sayacak biri olarak sizlerin lab, hoca, danışman ile evlilik hakkında anlattıklarınıza az biraz yabancı kaldığım oluyordu. Değişik yazarlar ve verdikleri ipuçları da bizim için çok hayırlı bir iş oldu.

    Pıff! Okurluğumda değil de öğrenciliğimde bir miktar tembellik vardır. Sonuç korktuğum gibi kötü çıkmayıp, okulun istediği akıllara zarar derecede yüksek puan ile arasında azıcık fark olunca, o kabinde bir dört buçuk saat daha oturmaktan yırtabilir miyim diye kurmuştum. :) Ben okulla konuşup, kabul ediyorlarsa bir toefl randevusu daha alayım en iyisi. :)

    İlim irfan aşkıyla yanıp tutuşan şu gençler için verdiğiniz emeklere teşekkürler. Eminim ki bu iyilikleriniz karşılıksız kalmayacak; henüz girmemiş olanlar için doktora yeterliliklerinde kolay kolay sorular, tez savunmalarında lokum gibi hocalar olarak geri dönecektir. :)

  13. Duygu said,

    Aralık 20, 2009 @ 19:26

    Ah efenim, ben de sonradan tekrar baktım o yazıya, o kadar da açık açık söylemiyormuş. Burada oturduğum yerden hak yemiş olmayayım :) Neyse bu soruyu görenler de böylece öğrenmiş olurlar.

    Bol şanslar diliyorum, bu işin bir kısmı da hakikaten şans çünkü. Zira, ne müthiş öğrenciler gördük kabul edilmediler. Ne kötü öğrenciler gördük, aha burada labda varlar, bişekilde girmişler. Tabi iyi planlamak, şansı en yüksekte tutacak şekilde başvurmak en önemlisi galiba. Fakat olmazsa da “ben çünkü beceriksizim” gibi bir hisse kesinlikle kapılmamalı.

    Bir de, eğer imkan var ise, burada gelip hocalarla yüzyüze konuşmak çok faydalı oluyor (en basitinden senin eli yüzü düzgün, konuştuğu anlaşılabilen -ne Çinliler gördük- akıllı başlı bir insan olduğunu görmüş oluyorlar mesela.) Tabi bu herkesin elde edebileceği bir şans değil kesinlikle ama dediğim gibi :) imkan varsa… :)

  14. Seda Akay said,

    Aralık 22, 2009 @ 19:24

    Şu hiç tanımadığım insanların kapısını çalıp girmek konusunda Türkiye’de bile iyi değilken bir de yabancı memleketlerde nasıl yürütülür işler, akıl sır erdirememişimdir. Ancak haklısın galiba, burada işlerin kolay yürümesinin en önemli nedeni hocalar tarafından tanınmak. Hoca etkisinin diğer yerlerde de benzer olması lazım gelir. Yalnızca doktora için değil herhangi bir akademik vb. çalışma peşinde koşarken, birilerine kendini tanıtıp ilgisini çekmen durumda çalışma imkanının bir şekilde yaratıldığını duyuyoruz hep etraftan. Bu da oralarda bulunup üniversite ziyaret etmeyenlerin kulağına küpe olsun.

    Şansımızın yaver gideceğini umalım artık. Fakat ağzımın suyunu akıtan tüm programlara başvurma konusunda pek hırslı olduğum şu dönemde yeni sorularımla bu sayfada olacağım. :)

    Hoşçakalın!

  15. Oğuzhan said,

    Aralık 24, 2009 @ 12:32

    Gönüllerin en birinci bilim insanı Duygu abla,

    Bu SSS bölümünü açacağını ilk duyduğumda, bu bölümün birçok lisans ya da yüksek lisans öğrencisinin içinde bulunduğu karanlık tünelin ucunda kuvvetli bir ışık olacağını biliyordum, olduğunu da görebiliyorum yorumlardan. Yeri ve zamanı mı, emin olmamakla beraber ufak bir ricam olacak senden ve emeği geçen tüm saz arkadaşlarından.

    Sizler benden daha iyi biliyorsunuzdur, Türkiye’de birçok genç “Aman evladım Fizik okuyup ne yapacaksın? Mühendis olsana ne güzel.” gibi söylenmelerle başlayan ve bir zaman sonra sinir stres kaynağına dönüşebilen bir aile baskısıyla ve dersanelerin pazarlama taktiği haline gelmiş yönlendirmeleriyle hayallerinden vazgeçmeye zorlanıyorlar. Aynı şeyin hem fen bilimleri hem de sosyal bilimler için (ki ben bu grupta yer alıyorum) geçerli olduğunu söyleyebiliriz.

    İşin daha kötü yanı, hayali bilim insanı olmak olan gençler da “Türkiye’de nereden kadro bulacağız torpilimiz mi var?” “Yurtdışına gidelim desek kaç kişi gidiyor ki?” gibi moral bozucu sorulara gark olup bu hayallerinden kolayca vazgeçebiliyorlar. Demem odur ki, bilim dallarında okumak isteyen ve üniversiteye hazırlanan (benim gibi :) arkadaşların içinde oldukları karanlık ve uzun tünelin ucunda da kuvvetli bir ışık olsanız… Ne güzel olurdu.

    Sevgiyle kalın.

  16. B. Duygu Ozpolat said,

    Aralık 24, 2009 @ 15:53

    Oğuzhan, ben bir ara bu konulara değinen bir şeyler yazmak istiyorum. Ama o vakte kadar şu klişe sözü söylüyor ve “aslansın kaplansın” diyorum:

    Yüreğinin götürdüğü yere git :))) Başkalarını dinleme.

  17. Oğuzhan said,

    Aralık 25, 2009 @ 10:28

    Muhtemelen bu işin sonunda gerçekten yüreğimin götürdüğü yere gideceğim. Sabırsızlıkla bekliyorum yine de.

    Teşekkürler, sevgiler, saygılar…

  18. kerem said,

    Ekim 11, 2011 @ 08:24

    be bu sayfayı yanlış mı anladım ghüncel tutulup soruların cevaplarının olacağı bir yer değilmi burası…

  19. Kerem k. said,

    Ekim 8, 2016 @ 09:30

    Duygu abla ben lise 3 öğrencisiyim.Sürekli bana bir garanti mesleğin olması gerek diyor ailem ve çevremdekiler.O yüzden sürekli bana doktor olmamı söylüyorlar.Ben bilim insanı olmak istiyorum o yüzden de biyoloji,mbg bölümlerini istiyorum.Ama temel amacım bunlardan birini okuduktan sonra yurt dışında yüksek lisans yapmak.Yapamazsın yurt dışına gitmek zor bağlantın olması gerek diyorlar.Bende araştırıyorum nasıl giderim diye ama pek bir şey bulamadım.Duygu abla odtünün yurt dışı imkanları nasıl?Başka üniversitelerin başka bir mbg yada biyoloji olsun nasıl imkanları? ve de yurt dışında mbg mi biyoloji mi daha fazla şansı var?Lütfen bana yardım eder misin :)

RSS feed for comments on this post · TrackBack URI

Yorum yapın