SSS
BU SAYFA HENÜZ HAZIRLIK AŞAMASINDADIR!!!
Sorularınızı şuradaki yazıya yorum olarak girerseniz vakit bulunca cevabı elbet burada verilir.
BAŞVURU ve BURS KONUSUNDAKİ SORULAR
1. Amerika’da herhangi bir yere yüksek lisans yapmak isteğiyle başvurduğunuzda ne gibi koşullar arıyorlar?
(Daha önce sözlükte yazdığım bir yazı ile cevab vermek istiyorum bu soruya)
- Bu soruyu cevaplamadan önce “doktora” programlarının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiği konusuna değinmekte fayda var:
Amerika’da ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde (Almanya gibi) üniversite diplomanızı aldıktan sonra direk doktoraya başlayabiliyorsunuz. Doktoranız sanki master doktora birleşikmiş gibi oluyor. Ve normalde doktorada pek fazla ders alınmazken ve sadece tez araştırması yapılırken (genelde toplam 3-4 sene sürdüğü söyleniyor), bu tip doktoralarda ders almanız ve belli bir krediyi doldurmanız gerekiyor (bu yüzden bu program 6 seneye kadar sürebiliyor).
Bir doktora programına kabul edilebilmek için sahip olmanız gereken özellikler ve ilgili diğer bilgilere gelince:
1) Not ortalamanızın 4.00 üzerinden en az 3.00 olması. (100 üzerinden kaç oluyor siz hesaplayın). hatta mümkünse 3.50 olsun. ama olmasa da olur (mesela benim değildi).
2) Almanya TOEFL istiyor ama genelde GRE istemiyor. ABD elbette ikisini de istiyor. Hatta GRE’nin bir genel bir de subject testi var. Bazen subject test de isterler. Subject test sizin bölümünüzle ilgili bilgi birikiminizi ölçen hayvani bir sınavdır. Ben subject istemeyen yerlere başvurmak zorunda kaldım çünkü ne o sınava verecek param vardı ne de çalışacak zamanım. Zira o dönemde subject test yılın belli günlerinde yapılıyordu (hala öyle midir bilmem). GRE genel teste ve TOEFL’a neredeyse istediğiniz zaman girebilirsiniz.
3) GRE genel test’in verbal ve quantitative diye iki test bölümü bir de iki tane kompozisyon yazdığınız bölüm vardır. Verbal için kelime ezberlemeye uğraşsanız güzel olur ama sonuca pek etkisi olmuyor sanki. Çünkü çok zor kelimeler, uzun süre önceden ezberlemeye başlamanız gerekiyor, değilse hiç kasmayın bence. Ben olsam bol bol İngilizce kitap okurdum (yani ben okuyordum işe yaradı). Ben biraz denedim kelime ezberlemeyi. Üstelim İngilizcem çok iyi sanıyordum, çeviri yapıyorum, yine de 800 üzerinden 350 aldım. Yani ehhh işte. Hiç çalışmadan şansla 450 alanları biliyorum. Fakat kelime ezberlemeye çalışırken öğrendiklerim sınavda olmasa da sonra bana çok faydalı da oldu.
4) GRE’nin quantitative kısmı için çalışın mutlaka. Ankara’da Olgunlar’da TOEFL ve GRE çalışma CD’leri satılıyordu benim zamanımda. Mutlaka bilgisayarda o CD’lerle çalışın. Quantitative mühendislik fakültesi kişilerinin genelde tam puan yapabildiği bir bölümdür. (800/800 yani). Biraz çalışmayla Türkiyemin her genci quantitative’den 700′ün üstünde bi puan kesin alır eminim. Fakat 800 çıkarırsanız çok hoş olur. Çünkü verbal’a çalışmamıştınız, şansa bırakmıştınız hatırlarsanız. :)
5) TOEFL: bazı okullar doktorada maaş alabilmeniz için TOEFL’dan (computer based) 300 üzerinden en az 250 almanızı isteyebilirler. Korkmayın yapabilirsiniz. Eğer ingilizcenize güveniyorsanız, ODTÜ, Boğaziçi gibi İngilizce eğitim yapan bir okuldan mezunsanız endişelenmeye gerek yok. Sınavdan yeterli uzunlukta bir zaman önce çalışma CD’si alıp örnek test çözün. Eğer sonuç iyiyse sınavdan birkaç gün önce bir iki tane daha çözer, birkaç da kompoziyson yazmayı denersiniz. Olur biter. Ama örnek testte başarısız olursanız oturup adam gibi CD’den çalışmaya vaktiniz olsun.
6) Sizden girişken olmanız, kendinize güvenmeniz beklenmektedir. Özelliklerinizi en iyi şekilde anlatabilmeniz ve reklamınızı yapabilmeniz için en iyi fırsat “Statement of Purpose (SOP)” yani niyet mektubudur. (Başvurularda mutlaka isterler sizden bunu da.) Burada ben şöyle okudum, böyle kendimi geliştirdim, okulunuzu da şu yüzden istiyorum falan fistan dersiniz. Google’dan “statement of purpose”+sample falan yazarak örneklerine ve “nasıl yazılır” bilgisi veren web sitelerine ulaşabilirsiniz. Bu mektup sizin bu işi neden yapmak istediğinizi kanıtlamanız, tutkunuzu, isteğinizi, becerilerinizi, deneyiminizi ortaya koymanız için en önemli fırsatınız. Aynı zamanda, mektubun tertibinden düzeninden böyle ciddi işlere olan yaklaşımınızı da göstermiş oluyorsunuz.
7) İnsanlara mail atıp sorular sormak çok iyidir. Hocalara, sizin konunuzla ilgileniyorum, bakınız şunları yaptım bununla ilgili, şöyle ilgili dersler aldım, stajımı da zaten hödö üzerine yapmıştım diyebiliyorsanız ne ala. Süpersiniz, heyt be, ne istediğinizi biliyosunuz, hangi konuda uzmanlaşmak istediğinize karar vermişsiniz, yürüyünüz kim tutar sizi. Ama böyle bi insan değilseniz üzülmeyin. Çünkü ben de değildim. Biyolojiyi çok seviyordum, bilim insanı olmak istiyordum ama özellikle ne çalışmak istediğimi bilmiyordum aslında. Fakat bir şeye odaklanmanız gerekiyor bu yüzden sonunda bir karar verip hedeflerimi belirledim. Hefef belirlemek çok önemli. Sonradan fikir değiştirebilirsiniz, o zaman hedefinizi değiştirirsiniz, korkmayınız. Her şeyden önce sakin olunuz. Kendinize güveniniz.
2. Burslu okumak istediğinizde ne arıyorlar ve burs imkanları ne durumda?
Doktora zorlu bir süreç olduğundan ve uzun sürdüğünden, genelde doktora programına kabul edildiğinizde yanında asistanlık kadrosu geliyor. ABD’de Teaching Assistant (T.A.) ya da Research Assistant (R. A.) oluyorsunuz. Bunlar size bölümün ya da yanında çalışacağınız hocanın fonlarından verilecek olan maaşlardır (stipend), aynı zamanda bu pozisyona okul harcınızın bölümünüz tarafından karşılanması da dahildir (tuition waiver). Bunların Türkiye ile alaksı yoktur ve burs değil değildir.
Bunun dışında Fullbright ile Türkiye’den burs alıp ABD’de istediğiniz bir yere başvurabilirsiniz. Bu durumda paranızı siz kendiniz getirirsiniz, okulla ve hoca ile bu anlamda bir bağınız yoktur. Bu da size yapacağınız araştırma ile ilgili daha çok özgürlük sağlayabilir. Fakat bildiğim kadarı ile Fullbright bursu almak pek kolay değil (ayrıca sordukları bazı sorulara basmakalıp cevaplar vermeniz gerekiyormuş).
Master için genellikle kadro ya da burs verilmiyor. Aileniz zengin ise, yeterli maddi imkanınız olduğunu belgeleyerek istediğiniz master programına kabul edilirsiniz bana kalırsa. Zira bu durumda artık siz müşterisiniz :)
3. Hem yüksek lisans yapıp hem çalışmak isterseniz, örneğin kendi okuduğunuz okulda asistanlık vs gibi iş imkanları var mı? Ya da kendi okulunuz dışında da çalışıp bir yandan yüksek lisans yapma imkanı var mı?
ABD’de doktoraya kabul edildiğinizde F-1 vizesi veriyorlar (Fullbright ile giderseniz farklı mıdır bilmem). Eğer F-1 vizeniz var ise ABD’de kampüs dışında çalışma izniniz yok. Kampüs içindeki işlerden de pek fazla para yapma imkanınız olduğunu sanmıyorum. Zaten doktora bütün vaktinizi alıp götüreceği için, ayrıca iş de yaparım diye planlar yapmak, daha doğrusu başka bir işten kazanacağınız para ile geçinmeyi ummak pek gerçekçi olmayabilir.
4. Çift ana dal/yan dal yaptığımda daha kolay kabul edilme&burs alma ihtimalim var mı?
Büyük ihtimalle bir doktora programına kabul edilme olasılığını artıracak bir şey bu. Özellikle de başvurulan alana yardımı olacak bir alanda çift ana dal/yan dal yapılmışsa. Her halükarda prestijli bir şey kendi bölümünün yanında bir başka bölüm bitirmiş olmak. Fakat ille de olması gerekmiyor. Sırf ileride doktoraya kabul edilme şansımı artırır diye çift dal/yan dal yapmamak lazım. Gerçekten ilgi duyuyor ve seviyor, istiyor ise insan bu yükün altına girmeli bence.
5. ABD’deki ve Avrupa’daki üniversitelerin ve enstitülerin listesine nereden ulaşabilirim?
- http://www.eurograduate.com/
- http://www.gradschools.com/
- http://www.daad.de/en/index.html –>Almanya düşünenler için. şehire, bölüme, üniveristeye, konuya… göre okul aranabiliyor. burs koşulları öğreniliyor.
- http://www.topuniversities.com
6. Başvurular için yaklaşık ne kadar harcama yapılıyor?
Eğer 5 kadar okula başvurulacaksa (ABD için konuşuyorum), 2005 yılı itibariyle 1 milyar türk lirası (ytl hesabını kendiniz yapınız :) gözden çıkarılmak durumunda idi. çünkü
-TOEFL’a girmek: 140 dolar falandı galiba. her ek sınav sonuç belgesi için 15 dolarınızı yiyorlar.
-GRE’ye girmek: o da 130-140 gibi bişi. 15 dolar sonuç belgeleri için.
-FEDEX basvurum.com ile 5 paket ve üstü toplu gönderim: her bir paket için 17 dolar.
-ABD’deki okullar application fee, yani başvuru parası alıyolar. 50-100 dolar arası değişiyor.
-Bunlarla uğraşırken strese bağlı ortaya çikan sinir hastalıklarının ve vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla ortaya çıkan bilimum enfeksiyonların tedavisi için gereken ilaç ve doktor masrafları…. :)
YURTDIŞINDA YAŞAMA DAİR SORULAR
1. Başvurma arzusuyla yanıp tutuşurken bi yandan da nasıl her şeyi bırakır oralara geliriz endişesini de içimizde taşıyoruz.
Bu endişeler tabi çok doğal, ama bu yurtdışında okumayı ne kadar istediğine bağlı olarak, mecburen arkanda bişeyleri bırakıp, yeni gittiğin yerde bulduklarınla mutlu olmayı öğreniyorsun. Ve fekat, kişiden kişiye değişen deneyimler bunlar.
2. Evliyim, eşimi yanımda nasıl getiririm? Çalışma izni olur mu?
Sen bir kere bi yere kabul edilirsen, eşini de “dependent” olarak yanında götürebiliyorsun, normalde vize çıkıyor bi problem olmaması lazım. Bu durumda sende F1 (student) vizesi oluyor, eşinin de F2 (dependent) vizesi oluyor. F2 vizesi ile çalışma izni yok. Kız/erkek arkadaş, nişanlı gibi sevdicekler malesef bu şekilde vize alamıyor. Kendileri de bir okula kabul edilmeyi deneyebilirler.
DOKTORA BİR NEDİR ve NASILDIR SORULARI
1. ABD’de doktora bir nedir?
(PEK YAKINDA)
1. 2. ABD’de doktora yeterlik sınavı nasıl yapılıyor?
Buraya alalım sizi.
2. Avrupa’da doktora bir nedir?
Bu bölümü, ODTÜ Biyoloji Bölümü’nden mezun, an itibariyle Hollanda’da doktora yapmakta olan Melis Akman sizler için cevapladı:
Buraya tıklayın. (Yorumlar kısmında da pek faideli bilgiler mevcut).
YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
(Yani: Doktoraya kabul edildikten sonrasına dair…)
(PEK YAKINDA)
BİYOLOKUM’A DAHA ÖNCE GELEN MEKTUPLARA CEVAPLAR
1) Ben Kimya Muhendisligi’nden gecen sene mezun oldum. Ortalamam cok yuksek degildi maalesef (2.7). Gecen sonbaharda da ara vermeden XXX Ü. de Biyomedikal Muhendisligi masterina basladim. Biomaterials diye de bir alt dal sectim. Simdi cesitli tibbi uygulamalarda kullanilan malzemeleri, nasil yapildigini fln goruyorum derslerde. En gec gelecek doneme kadar da en azindan gelecekte ne yapmak istedigime dair bir karar vermek zorundayim sanirim.
Oncelikle su an icin doktoraya devam edip, sonra da bir biomedikal firmasinin arastirma gelistirme departmaninda calisabilirim diye dusunuyorum. Ama su an kafam gercekten biraz karisik. Acaba doktora boyle bir hedef icin gereksiz mi olur? Bir de Turkiye de bu tarz bir fabrika yok arastirdigim kadariyla. Sadece yurtdisindan ithal urunlerin pazarlamasi ile ilgili sirketler var. O yuzden yurtdisinda calismak icin master derecesinin yeterli olmayacagini dusundum. Boyle bir gorev icin bana ne tarz bir calisma yardimci olur?Master tezi ile ilgili goruslerinizi de almak isterim. Acaba kendim bir konu secip de ilgilenebilecegini dusundugum bir Hoca ya mi gitmeliyim. Yoksa kendime bir Hoca secip, onun projelerinde mi gorev almaliyim. Baska bir okuldan geldigim icin, bu XXX üniversitesinde bu tarz isler nasil yurur bilemedim.
CEVAP: Şimdi öncelikle, benim çalıştığım alan mühendislik değil, bir temel bilim alanı (biyoloji) olduğu için işler biraz farklı yürüyor. Eğer yapabilirsen, senin gibi mühendislik okumuş birini bulup bu soruları ona da sorarsan daha da güzel bilgiler edinebilirsin diye düşünüyorum. Mühendislik alanında işler biraz daha farklı yürüyor. Mesela senin durumunda Türkiye’de doktora yapmana gerek olmadan, masterını aldıktan sonra yurtdışında alanınla ilgili bir şirkete iş başvurusunda bulunabilir ve iş bulabilirsin gibi geliyor bana (tabi bunu için ne kadar istekli ve yeterli olduğuna onları ikna etmen gerekiyor). Bunları İnternet’ten ilgili şirketlerin ya da bölümlerin iletişim adreslerine mail atarak sorgulayabilirsin. Bu tip girişkenlikler yabancıların çok hoşuna gidiyor. Avrupa’daki kimi yerler seninle mülakat yapmak için yol paranı bile karşılayabilirler. (Mesela şirketlerin insan kaynaklarına mail tıp, master derecesi
yeterli olur mu, doktora yaparsan şansın daha mı artar vesaire diye sorabilirsin).
Türkiye’den master’ın olacağı için Avrupa ve ABD’de doktoraya kabul edilme şansın artıyor. Fakat lisans ortalamanın 3′ün üzerinde olması iyi olurdu aslında. Malesef o senin için eksi bir puan (fakat umutsuzluğa kapılma, lisans ortalaması çok düşük, olduğu halde master ortalaması 3′ün üzerinde olan ve ABD’de bir hoca ile yüzyüze görüşüp, kendini beğendirdikten sonra doktoraya kabul edilenler de biliyorum. Senin master tezinde edindiğin deneyim ile
ilgilenen bir hoca bulursan lisans ortalamanı önemsemeyeceklerdir. Ya da GRE TOEFL gibi sınavlardan çok iyi puan alırsan, master ortalamanı yüksek tutarsan bunlar lisans ortalamanı önemsiz kılar.
Master tezi konusunda: Eğer aklında belli bir konu varsa, o konuyu çalışman seni daha şevkli ve verimli kılar tahmin ediyorum, bunun için senin çalışmak istediğin konuyu çalışmana izin verecek sana yol gösterecek bir hoca bulmak zor olabilir. Ama bulursan ne güzel. Kendine iyi bir hoca seçip onun projelerinde görev alırsan, hoca seninle daha çok ilgilenebilir, ya da hocanın o konudaki bilgileri güncel olacağından sana daha iyi yol gösterebilir. Ayrıca hocanın
diğer öğrencileri ile de tartışıp fikir alışverişi yapmak, takım çalışması yapmak kolaylaşır. (Tabi XXX üniversitesinde bu tip bir ortam oluyor mu bilemiyorum). Yani her iki seçeneğin avantajları da var dezavantajları da. Hocanın tarzı, kişiliği, yurtdışında bağlantıları olup olmadığı, yakın zamanda makale basıp basmadığı gibi etkenler de var. (Mesela kıl
ve pek makale basmayan bir hoca senin aklındaki projeyi yapmana izin verebilir, ama çok daha iyi anlaşacağın, daha genç verimli bir hoca seninle ancak onun projesinde çalışırsan çalışmak isteyebilir. Bu durumda belki ikinci seçenek daha doğru bir seçenek olacaktır vesaire).
Ayrıca, yurtdışında çoğunlukla insanlar masterda (hatta doktorada) yoğunlaştıkları konuyla ilgili çalışmıyorlar hayat boyunca. Yani yurtdışında doktoraya başvururken, masterdaki alanınla birebir örtüşmesi gerekmiyor başvuru yapacağın alanın. Master’dan edindiğin bilgileri kullanarak farklı alanlara doğru yönelmek her zaman daha hoş
karşılanıyor. (Tabi ben yine temel bilimler için konuşuyorum).
ABD’de insanlar eğer çok iyi şirketlere girmek istiyorlarsa temel bilimler söz konusu olunca genelde doktora gerekiyor, ama mühendislik konularında sadece master’ın yettiği durumları da duydum. Fakat şimdi sen ABD’ye gelmek istersen büyük ihtimalle sadece Türkiye’de edinmiş olacağın deneyim yeterli olmayabilir. ABD’de doktora yapmak istersen,
Avrupa’dan farklı olarak, burada bütün doktora programları bildiğim kadarıyla 5-6 sene sürüyor (ders alıyorsun, araştırma yapıyorsun, tez yazıyorsun vs…) Avrupa’da Almanya gibi ülkelerde hala 3 senelik (sadece Master derecesi olan insanların başvurabildiği) programlar var (araştırma yapıp tez yazıyorsun, ders almıyorsun bildiğim kadarıyla).
2) Ben biyoloji bölümünden seneye mezun olacak biri olarak gelecek kaygısı içerisine girmiş bulunan bir öğrenciyim. Benim kafamda hala belirli bir şey yok master mı yapayım yoksa direk işe mi gireyim onu dahi kararlaştırmış değilim ki master yapacak olsam hangi alanda yapayım bunu da bilemiyorum kimileri ilaç firmalarında çalışma konusunda önerilerde bulunuyor kimileri başka bir şey söylüyor siz nasıl bir yol izlediniz çalışabileceğim sizin özellikle önerceğiniz alanlar nelerdir yurtdışında eğitime nasıl karar verdiniz ve bunun gibi konular hakkında yardımda bulunabilirseniz sevinirim.
Avrupa’da doktora yapmak Amerika’ya göre biraz daha farklı. İlk olarak başvurular genellikle üniversiteye değil, belirli projelerdeki pozisyonlara yapılıyor. Bu projelerin genel hatları belli olduğu halde, doktora öğrencisi, istediği şekilde projesini yönlendirme hakkına sahip.
Eğer ilginizi çeken bir grup varsa, direk grup liderine ya da gruptaki herhangi başka bir profesöre (genelde grup liderleri sizinle ilgilenemeyecek kadar meşgul olduğundan assoc. prof hatta post-doclara bile) e-posta atarak, onlarla çalışmak istediğinizi yazarsanız, sizin için bir proje ayarlama olasılıkları bile var. Genelde en çok önem verdikleri sizin istekliliğiniz ve farkındalığınız. Geçmişte neler yaptığınız tabiki önemli ama daha çok önem verdikleri ne yaptığınızdan çok nasıl yaptığınız. Yani sizin adam gibi çalıştığınıza inanırlarsa, ‘Bu çocuk akıllı, zaten doktora 4 sene, bu konuyu da öğrenir.’ gözüyle bakıyorlar. Eğer yeteneklerinize güveniyorsanız, attığınız e-postada nasıl bir konuda, hatta daha spesifik olarak nasıl bir projede yer almak istediğinizi söylemeniz, hem istekliliğinizi hem de ciddiyetinizi göstermeniz için bir artı olabilir. Eğer direk bir projeye başvurmuşsanız, o proje icin neler yapabileceğiniz, ilgilendiğiniz konularla nasıl örtüştüğünden bahsedin. Niyet mektubunuz üstünde mutlaka zaman harcayın, çünkü sizinle ilgili en dikkkatle okudukları belge o. Başvurmak istediğiniz grupta sizi destekleyecek para yoksa bile sizi çeşitli burslara yönlendirip, bursu almanız için destek olabilir ve süreci kolaylaştırabilirler.
Asağıdaki sitede birçok güzel proje yer alıyor, belki istediğiniz gibi güzel pozisyonlar bulabilirsiniz.
http://evol.mcmaster.ca/evoldir.html
Başvuru yaparken herhangi bir para ödemiyorsunuz, genelde belgelerinizi pdf dokumanı olarak ya da bazı durumlarda normal posta ile gönderiyorsunuz. Başvurunuzu yaptıktan sonra 3-4 hafta içinde cevap gelebiliyor ama çok daha uzun beklediğiniz süreçler de olabilir. Bazı ülkelerde işler daha yavaş yürüyor, eğer hiç bir cevap almazsanız tekrar e-posta gönderebilir, başvurunuzun durumunu öğrenebilirsiniz. Bu da sizin istekliliğinizi göstermenize yardımcı olabilir. Genelde ilk mulakatı telefonla yaparlar, gerçekten var olup olmadığınızı, ingilizcenizi (toefl şart değil ama olsa ne aladır), CV nizin doğruluğunu test ederler. İkinci aşamada ise sizi mulakata çağırır (tabiki tüm masraflar onlara ait) ve bir sunum yapmanızı beklerler. Aradıkları kişiyseniz 1 ila 6 ay içinde çalışmaya başlayabilirsiniz.
Hollanda’da doktora yapmak Avrupa’daki bir çok ülkeye göre çok daha avantajlı çünkü doktora öğrencilerine ‘knowledge migrant’ olarak özel bir vize uygulanıyor. Üniversiteden maaş bağlanıyor (ilk sene net 1420, 2. Sene 1600, 3. Sene 1660 ve 4. Sene 1700 euro civarında maaş uygulanıyor). Direk çalışan statüsünde olduğunuz için, emeklilik paranız da yatıyor maaşınızdan. Ülkeden ayrılırken ister günlerinizi emekliliğinize saydırabilir ya da biriken paranızı alabilirsiniz. Erkekler için diğer bir güzelliği de 4 sene yurtdışında çalışmış olduğunuz için bedelli askerlik hakkı kazanmanız. Bu vizenin diğer bir getiriside eşinizi yanınıza aldırabilmeniz ve hatta eşinizin de direk çalışma iznine sahip olması.
Doktora yaparken Türkiye’de olduğu gibi ders almıyorsunuz. Genelde 5 gün süren kısa kurslar oluyor ve bu kurslarda bilim insanları konularını anlatıp, araştırmalarından bahsediyorlar. Kullanılan teknikleri öğrenebiliyor ve bir çok araştırmacıdan projenizle ilgili yorum alabiliyorsunuz. Böyle kurslarda genelde projenizi sunmanız isteniyor ve böylece doktora öğrencilerinden ve profesörlerden oluşan katılımcılar projenizi eleştiriyor ve size yardımcı oluyorlar. Bilim konulu dersler dışında, kişisel gelişim içinde bir çok kurs oluyor, mesela bilimsel makale yazma, öğretmenlik, sunum becerileriyle ilgili dersler alabiliyorsunuz. Tüm bu kursların masraflarını okul ödüyor ve sizi sonuna kadar destekliyorlar.
Doktoranızın ilk senesi genelde literatur tarama ile geçiyor, eğer konuyla ilgili bilginiz varsa hemen deney yapmaya da başlayabilirsiniz tabi. Zamanınızın %10’u asistanlıkta kullanılmak üzere ayrılıyor. Eğer maaşınız üniversite üzerinden değilde özel bir bütçe üzerinden yatıyorsa (genelde mühendislik gibi pratik araştırmalarda), asistanlık yapmanız beklenmiyor ve tüm zamanınızı projeniz için kullanabiliyorsunuz.
İlk 4-5 ayınızın sonunda proje planınızı kapsamlı şekilde yapmış olmanız ve bir kaç kere sunmuş olmanız bekleniyor. Diğer üniversitelerle işbirliği çok önemli olduğundan, konunuzla ilgilebilecek bir kaç gruptan fikir almanız için, toplantılar yapılıyor ve bu sayede projeniz iyice şekilleniyor. Yurtdışında (genelde 2 kere Amerika ve sayısız Avrupa) konferanslara, kurslara ve toplantılara gitmeniz destekleniyor ve tüm masraflarınız karşılanıyor.
31 ila 41 iş günü arasında izniniz oluyor. Tatile çıkarken kimseden izin almıyorsunuz, bu konuda da çok esnekler.
Hollanda’da hiyerarşi yok. Profesörünüze dahi ilk ismiyle hitap edip, aklınıza gelebilecek herhangi bir konuyu sanki dayınızla konuşuyormuşçasına rahat konuşabiliyorsunuz.
Genelde projenizi sahiplenmenizi bekliyorlar . Bu durumun hem iyi hemde kötü yanları mevcut. Genelde toy olan biz doktora öğrencileri tamamen danışmansız ve yardımsız kalabiliyor ve bu durum tecrübesizlikten doğan gecikmelere neden olabiliyor. Grup liderleri genelde bir anda yok olabilen ninja karakterler gibidirler, unutmayınız (bakiniz PhD comics). Konuştuğum hemen hemen tüm doktora öğrencilerinin bir numaralı derdi bu olmuştur. Tabi bu durum size aşırı bir esneklikte sağlayabilir ve eğer ne yaptığını bilen bir insansanız çokta çekici gelebilir.
Hollanda’da doktora hakkında daha çok bilgi için buraya.